Naif Bir Padişah: II. Selim Han

Naif Bir Padişah: II. Selim Han. Şehzade Selim sancakbeyliği yaptığı vilayetlerde tahsiline devam edip ilmini arttırdı. Bu süre zarfında özellikle ilim ve sohbet meclislerine devam etmeye gayret gösterdi. Kütahya’da iken yirmi civarında âlim, edip, şair ve sanatkârı etrafında toplayarak onlarla yakından ilgilendi.
Şehzade Selim İstanbul’da doğan ilk Osmanlı padişahıdır. 28 Mayıs 1524’te Topkapı Sarayı’nda Hurrem Haseki Sultan’dan doğdu. Çocukluğu İstanbul’da Eski Saray’da geçti. On altı yaşına kadar sarayda kalıp derin bir saray eğitiminden geçirildi. 1542’de on altı yaşında iken Konya sancakbeyi olarak atandı. Sırasıyla Manisa, tekrar Konya ve Kütahya’ya sancakbeyi olarak atandı. Şehzade Selim babasının son seferi olan Zigetvar Sefer’inde vefât etmesinden sonra 30 Eylül 1566’da ise tahta geçti.
Şehzade Selim sancakbeyliği yaptığı vilayetlerde tahsiline devam edip ilmini arttırdı. Bu süre zarfında özellikle ilim ve sohbet meclislerine devam etmeye gayret gösterdi. Kütahya’da iken yirmi civarında âlim, edip, şair ve sanatkârı etrafında toplayarak onlarla yakından ilgilendi. Âlimlere büyük hürmet ve saygı gösterirdi. Sultan II. Selim’in kendini geliştirmesinde dönemin âlimleri ile bir arada olması büyük rol oynamıştır. Şeyhülislam Ebusuud Efendi’nin dışında devrin önde gelen isimlerinden biri tarihçi Gelibolulu Mustafa Âli’dir. Yine büyük minyatür sanatçısı ve Nakkaş Nigâri, II. Selim Han’ın himayesini görmüştür. Şair Bâkî, II. Selim Han zamanında Anadolu ve Rumeli Kazaskerliği yapmıştır.
“Selîmî” ve “Tâlibî” mahlaslarıyla manzumeleri bulunmaktadır. Az sayıda söylediği şiirlerinden bazısı klasik edebiyatın en güzel mısraları arasında yerini almıştır. Hz. Peygamber (s.a.v.) için yazılmış bir naata tesadüf edilir. Üzerinde oturduğu tahtın yalnız Allâh (c.c.)’ın bir lütfu olduğunu dile getiren padişah, bu yüksek devlete kendi çabalarıyla erişmediğine inanmaktadır.
Sultan Selim Han, sekiz senelik saltanatı boyunca, devletine ve milletine zarar vermek isteyenlere karşı sağlam bir duvar gibiydi. Bununla beraber uzuna yakın boyuyla, elâ gözleriyle ve sarı saçlarıyla her zaman sevenlerine karşı ince ve merhametli davranmıştı. 31 Kasım 1574’te kendisi bu fanî dünyaya vedâ kıldı.
(Ahmet Şimşirgil, Kayı V: Kudret ve Azamet Yılları, s.67-73)
https://youtu.be/UcMKZoTELSA