Nafile ibâdetlere, istirahâtı düşünmeden devam edilmelidir. Çünkü bunlar Allâhü Teâlâ’ya olan muhabbetin ve yakınlığın anahtarıdırlar. Sıddîkların gözlerinin nurudur. Farzlardaki noksanlıkları tamamlarlar. Ebû Hüreyre (r.a.) Resûlullâh (s.a.v)’den duydum dediği hadîs-i şerîfte: “Kul, kıyâmet günü önce namazdan hesap olunacaktır. Eğer hesabı düzgün giderse, felâha kavuşup kurtulacaktır. Eğer bozuk giderse hüsrâna uğrayacaktır. Farzlarında bir noksanlık olanlar için Allâhü Teâlâ: “Bakınız! Kulumun nafile ibâdetleri ile farzlardaki noksanlıkları tamamlayınız” buyuracaktır. Sonra diğer âmelleri için de böyle yapılacaktır” buyurulmuştur. Diğer âmellerden maksad, oruç gibi farz olan âmellerdir. Bunların noksanları da nafileleri ile tamamlanır Belirli vakitlerde belirli ibâdetleri yapmağa kendini zorlamamalı, devamlı yapamıyacağı nafileleri yüklenmemelidir. Resûlullah (s.a.v.): “Allâhü Teâlâ katında en sevgili âmel, az da olsa devamlı yapılandır” buyurmuştur. Yine bir hadîs-i şerîfte: “Bir kimse bir ibâdeti Allâhü Teâlâ için devamlı yapsa, sonra melâlet gelerek terk etse, Allâhü Teâlâ ona şiddetli buğz eder” buyurulmuştur Onun için böyle bir tehdîd altına girmemelidir (İhya). Bilhassa gece namazına önem vermelidir. Zîra sâlihlerin âdet ve alâmetlerindendir. Günâhlar örter. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de: “Elbette namaz insanı çirkin ve şerîata uymayan şeylerden alıkoyar” (Ankebût s.45) buyurulmuştur. Burada Selmân-ı Fârisî (r.a.)’in rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte işaret vardır. Bu hadîs-i şerîfte de Resûlullâh (s.a.v.): “Gece namazı kılmalısınız! Çünki sizden önceki sâlihler hep yapmışlardır. Sizi Râbbinize yakınlaştırır. Kötülükler için keffârettir. Günâhlardan men eder. Bedendeki hastalıkları giderir” buyurmuştur. (Tergîb) (Ebûbekir b Muhammed, Şir’atü’l İslâm, s.131-132)