Allah Teâlâ şöyle buyurmaktadır: “Mü’minlerden öyle erkekler var ki Allah’a verdikleri sözde durdular (sadâkat gösterdiler).” (Ahzâb/23)
Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Sıdk hayra, hayır da cennete götürür. Mü’min kişi, doğru söyler Allah katında doğru olarak yazılır. Yalan, fısk ve fücura, fısk ve fücûr da cehenneme sürükler. Kişi yalan söyler. Dolayısıyla Allah katında yalancı olarak kaydedilir.” (Müslim)
İbn Abbas (r.a.) şöyle demiştir: ‘Dört haslet vardır ki bunlar kimde bulunursa o kâr etmiştir: 1. Sıdk (doğruluk) 2. Hayâ (utanmak) 3. Güzel ahlâk 4. Şükür
Bişr b. Hâris (r.a.) şöyle demiştir: ‘Kim Allah’a sıdk ile yönelirse o kimse insanlardan kaçar’.
Ebû Abdullah Remlî (r.a.) şöyle demiştir: Mansur Dineverî’yi rüya âleminde gördüm ve şöyle sordum:
– Allah sana nasıl muamele etti?
– Beni affedip bana rahmet etti. Ummadığımı bana verdi!
– Kulun kendisiyle Allah’a yöneldiği en güzel şey nedir?
– Sıdk’tır. Kendisiyle Allah’a yöneldiği en çirkin şey ise yalandır.
Ebû Süleyman (r.a.) şöyle demiştir: ‘Sıdk’ı kendine binek, hakkı kendine kılıç, Allah’ı da isteğinin hedefi yap!’
Bir kişi bir hakîme ‘Hiçbir doğru görmedim!’ dedi. Hakîm ‘Eğer sen doğru olsaydın doğruları görürdün’ dedi.
Muhammed b. Ali Kettânî’den (r.a.) şöyle rivâyet edilir: ‘Allah’ın dinini üç temel üzerinde açıklanmış olarak görüyoruz: Hakîkat, sıdk ve adalet… Hakîkat azalar üzerindedir. Adalet kalpler, sıdk da akıllar üzerindedir’.
Allah Teâlâ, Hz. Dâvud’a (a.s.) vahyederek şöyle buyurmuştur: ‘Ey Dâvud! Kim içinden beni doğrularsa ben de onu insanlar nezdinde doğrularım’.
(İmâm Gazâli, İhyâu Ulumi’d-din, c.4, Bölüm 7)