Allah (c.c.): “İnsanlardan bir takımları vardır ki, inanmadıkları halde “Allah’a ve ahiret gününe inandık” derler.” (Bakara S.: 8) Hakikatte bunlar mü’min değillerdir. Münafıklar müslümanlara karşı iman ettiklerini söylerler. Kafirlere karşı da küfürlerini izhar ederler. Bununla iftihar ederler. Kafir oldukları halde mü’min görünürler. Kalben tasdik olmadıkça, yalnız dille ikrar iman olmaz. Bu münafıkların birinci sıfatlarıdır.
İkinci sınıf sıfatları ise hud’akârlıktır. Allah (c.c.) buyuruyor: “Çünkü onlar (münafıklar kendi akıllarınca) güya Allah’ı ve müminleri aldatırlar. Halbuki onlar ancak kendilerini aldatırlar ve bunun farkında değillerdir.” (Bakara S.: 9) Çünkü Allah (c.c.) onların hilesini bilir ve cezasını verir. Ekseriyetle de münafıkların bu dünyada cezasını çektirir.
Münafıkların kalblerinde hakkı kabule mani haset perdesi, gizli kin ve gazap gibi hastalık vardır. Allah (c.c.) onların hastalıklarını dünyada ziyâde eder. Ahirette onlar için elim bir azap vardır. Bu onların üçüncü sıfatlarıdır.
Münafıkların dördüncü vasıflarını şu âyetler beyan eder. “Onlara: “Yeryüzünde fesat çıkarmayın” denildiği zaman, “Biz ancak ıslah edicileriz” derler. Kesin olarak biliniz ki, onlar ancak kötülük yayan bozgunculardır. Lâkin anlamazlar.” (Bakara S.: 11-12)
“Onlara, insanların iman ettikleri gibi siz de iman ediniz, denildiği vakit “Biz hiç, sefihlerin (akılsız ve ahmakların) iman ettikleri gibi iman eder miyiz? derler. Biliniz ki, akılsız ve ahmak olanlar yalnızca onların kendileridir, fakat bilmezler. (Veya bilmezlikten gelirler.).” (Bakara S.: 23)
“Münafıklar, sağırlar, dilsiz ve körlerdir. Binaenaleyh nifaklarından dönmezler.” (Bakara S.: 18)
Münafıkların bütün emekleri boşa gitmiştir. Ahirette onlara şiddetli bir azap vardır. Onlar Cehennem’in en altındadırlar.
Allah (c.c.) cümlemizi kâmil birer mü’min eylesin. Münafıkların şerrinden korusun. Âmin.
(Ahkâmı Kur’âniyye: 23-26)