Allâh (c.c.) Kur’an’da bizlere çeşitli sahneler bildirmektedir. Bunlardan bir tanesinde sırattan geçerken Cennet ehlinin durumlarını göstermektedir. “Mü’min erkeklerle mü’min kadınları, önlerinden ve sağlarından, âmellerinin nurları aydınlatıp giderken gördüğün günde, onlara: “Bugün müjdeniz, zemininden ırmaklar akan ve içlerinde ebedi kalacağınız Cennetlerdir” denilir. İşte büyük kurtuluş budur.” (Hadid s. 12) Daha sonra bu nurla beraber olan mü’minlerin hallerini tasvir eder: “Peygamberi ve onunla birlikte imân edenleri utandırmayacağı günde Allâh sizi, içlerinden ırmaklar akan Cennetlere sokar. Onların önlerinden ve sağlarından âmellerinin nurları aydınlatıp gider de, “Ey Râbbimiz! Nurumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü sen her şeye kadirsin” derler.” (Tahrim s. 8)
Mü’minler nurlarını tamamlaması için Râblerine bu şekilde duâ ederler. Onlardan herbiri sıratı, kendilerine ihsân edilen nurun miktarına göre geçerler. Dünyada iken Allâh (c.c.)’a karşı sorumluluk bilinci duyanlar, sıratı şimşek hızıyla geçerler. Salih âmellerin derecesi azaldıkça sırat üzerinden geçişte o derecede yavaş ve korkulu olur. Hatta sıratı geçiş esnasında Cehennem’e yuvarlanabilecekleri korkusuna kapılırlar. Binaenâleyh, sıratı geçiş de kıyâmet gününün korkularındandır. Özellikle Cehennem tutuşturulmuş bir vaziyette iken üzerinden geçerlerken çok dehşet verici bir manzara ile karşılaşacaklardır. Orada gördüğümüz korkunç manzaralardan dehşete kapılmış olarak tek bir saniye bile olsa oraya sokmaması için Allâh (c.c.)’a duâ ederiz. Böyle olunca orada kırk sonbahar mevsimi miktarı bir zaman kalacak olanları düşünmek bile dehşet vericidir. Bu ise, oradaki azâbın süresi en az olanıdır.
(Muhammed Mütevelli Şaravî, Kuran’da Kıyâmet Sahneleri, s. 155-156)