Yahya Bin Muaz (r.a.) mü’minlerin sıfatla­rını şöyle anlatıyor: «Mü’min, hayası çok ezası az, hayrı çok fesadı az olacak. Dilinden yalan sadır olmayacak. Konuşması, yanlışı ve fuzûli isi az, fakat iyiliği ve iyi amelleri çok olacak. Ya­kınlarını gözetecek, ağırbaşlı ve kadirbilir ola­cak. Geçim sıkıntısı çektiği zaman, Allah (c.c.)’ın takdirine ve kısmetine razı olacak. Din kar­deşlerine karşı daima halim selim, iffetli ve şef­katli olacak…»
«Mü’min, lanetçi, söğücü, koğucu, gıybetçi, kınayın, kinci, aceleci, kinci, kibirli, kendini beğenmiş, hasûd (hasetçi), anûd (inatçı) olmaya­cak. Dünya için rağbetli, uzun emelli, bahil (cim­ri), gafil, çok uykulu olmayacak. Riyakâr, cür’etkâr, hafifmeşrep, hasis, ayıp araştıran bir ca­sus da olmayacak.»
«Mü’min, Allah (c.c.) için sevecek, Allah (c.c.) için buğzedecek, Allah (c.c.) için hoşnud ola­cak, Allah (c.c.) için gazablanacak. Mü’minin azığı takva, himmeti ukbâ, yoldaşı zikrâ, sevgilisi Mevlâ olacak! Ve hep ebedi saadet için sa’y edecek.»
(İmam Şârâni – Tenbîhül-Muğterrin Sh. 127)
Resûl-i Ekrem (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
«Bir müslümanın diğer müslümana karşı beş vazifesi vardır.
Selâmı almak, hastayı ziyaret etmek, aksırana -yerhamukellah- Allah sana merhamet etsin demek davetine icabet etmek, cenazesini teşyi etmektir.»
(Buharî ve Müslim)