Kader başa geldiği zaman, gönderene (Allah (c.c )’a) kafa tutmak, inancı öldürür, (kalpteki) tevhid (mutlak bir ve hakim olan Allah (c c )’ı bir bilme inanç ve) nurunu söndürür, tevekkül ve ihlâsı yok eder.
İman sahibinin kalbi, niçin ve neden oldu, gibi sözleri bilmez. Belki şundan veya bundan oldu, gibi yersiz lafları da dile getirmez Bildiği tek şey var, o da
( Başüstüne, hoş geldi; safalar getirdi, diye karşıla­maktır.
Nefis tümüyle, (İslamın emirlerine karşı) muhalefet safında durur. Durmadan niza çıkarır; daima karşılık ister. Onun ıslahını dileyen, cihad ehli olsun. Ta şerrinden emin oluncaya kadar… O nefis şer içinde şerdir. Onunla cihad edersen, emin olabilirsin. Neticede göreceksin ki, hayır içinde hayır oluyor. Nefisle cihad devam ettiği müddetçe, onu her iyiliğe uyar bulursun. O zaman, ibadetleri hoşlukla yapmaya koyulur. Ve bu Hakk’a uyma mükafatı olarak şu ilahî hitap ona gelir.
“Ey Mutmeinne -sakin, Hakk’a uyar- nefis, Rabb’ine dön. O senden razı; sen de ondan hoşnud olarak…” (Fecr s. Ay: 27-29)
Nefsini halkın eline bırakma. Sabırlı kullara Allah (c.c.)’ın bu dünyada hesapsız yardımı olur. Ahırette ise sayısız nimetleri.
(Abdulkadir Geylânî (k. Sırrahu) Fethu’r-Rabbânî sh. 15)
***
İmanın, Dilin Amellerine Ait Şubeleri:
1- Kehme-i tevhidi diliyle söylemek.
2- Kur’an okumak.
3- İlim öğrenmek
4- İlim öğretmek.
5- Dua etmek.
6- Zikir ve istiğfarda bulunmak.
7- Lağv (batıl sözler)dan sakınmak
(A.Davudoğlu, S.Müslim Ter.Ş. C: 1 Sh.:242)