Ebû Hûreyre (r.a)’den, Resûl-i Ekrem (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Şüphesiz Kur’an’da otuz ayetli bir sûre vardır ki, kendini okuyan kimse bağışlanana kadar şefaat etmeye devam eder. O Tebarekellezi sûresidir.” (Ebû Dâvûd)

Bir Hadis’te Peygamber (s.a.v) Tebareke sûresi hakkında şöyle buyurmuştur: “Gönlüm istiyor ki, bu sûre her mü’minin kalbinde (ezbere) bulunsun.” Bir başka hadiste: “Akşam ile yatsı namazları arasında Tebarekellezi ve Secde sûrelerini okuyan kimse Kadir gecesini (namazla) geçiren kimse gibidir” buyuruldu. Başka bir hadiste ise: “Bu iki sûreyi okuyana yetmiş iyilik yazılır ve yetmiş kötülüğü silinir” buyurulmuştur. Bir rivayete göre “Bu iki sûreyi okuyana Kadir gecesinde yapılan ibadetler kadar sevab yazılır” buyurulmuştur. (Tirmizi)

İbn-i Abbas (r.a)’den şöyle rivayet ediyor. Bazı sahâbeler altında bir kabir olduğunu bilmeden bir yere çadır kurmaya başladılar. Çadırı kuranlar birden bire orada birinin Tebarekellezi sûresini okumakta olduğunu duydular. Gidip Peygamber (s.a.v)’e haber verdiler. Peygamber (s.a.v) “Bu sûre Allâh (c.c.)’un azabını durduran ve kurtuluşa erdirendir” buyurdu.Hz. Câbir (r.a) şöyle buyuruyor: “Peygamber (s.a.v) Secde ve Tebarekellezi sûrelerini okumadan uyumazdı.”

Halid bin Ma’dân (r.aleyh) diyor ki: “Bana ulaşan bir habere göre; adamın biri çok günahkârdı. Devamlı Secde sûresini okurdu. Bundan başka hiçbir şey okumazdı. Bu sûre kanadını o kişi üzerine yayıp “Ey Rabbim! Bu kişi beni çok okurdu” dedi. Onun şefaati kabul edildi ve (o adamın) her hatası karşılığında bir sevab yazılması emredildi.” Halid bin Ma’dân (r.aleyh) sözlerine şunu da ilave ediyor: “Bu sûre kendini okuyanı kabirde müdafaa eder ve “Ey Allâh’ım, eğer ben senin kitabından (bir sûre) isem benim şefaatimi kabul eyle, yoksa beni kitabından siliver” der.

(Zekeriya Kandehlevi, Fezail-i A’mal)