İnsanların işledikleri işler, ya fâideli olur; ya da zarârlı. Dînimiz, hangi işlerin fâideli, hangilerinin zarârlı olduğunu bize bildirmiş; tutacağımız yolu apaçık göstermiştir.
İşlenmesi gerekli olan işler (yapılması gerekli olan ameller), başlıca, dörde ayrılır ki bunlara: Farz, Vâcib, Sünnet, Müstehabb denir.
İşlenilmesi doğru ve câiz olmayan işler (ameller), üçe ayrılır ki bunlara: Harâm, Mekrûh, Müfsid denir.
İşlenip işlenilmemesi, isteğimize bırakılan şeylere de: Mubâh denir.
Her müslümanın bu sekiz maddeyi (esâsı) öğrenmesi ve gereğince amel etmesi (bütün amellerini bu kantarlarda tartması) onun üzerine borçtur. (Yani bunları öğrenmek ve amelerini bunlara göre ayarlamakla mükelletir.)
FARZ: İşlenmesi, Kur’ân-ı Kerîm ile kesin olarak buyurulan, işlenmesi gereken ve işlenmemesi de yine Kur’ân-ı Kerim ile yasak olan şeylerdir.
Farz, iki türlüdür: 1) Farz-ı Ayın; 2) Farz-ı Kifâye
1) Farz-ı Ayın: Yerine getirilmesi, her müslümana ayrı ayrı borç olanlardır: Beş vakit namaz kılmak, Ramazân orucunu tutmak, zekât vermek (yine hâli vakti yerinde olunca Hacc) etmek gibi…
2) Farz-ı Kifâye: Herkese ayrı ayrı farz olmayıp hepsine birden buyurulan ve müslümanlardan birtakımının işlemesiyle ötekilerinin üzerinden borçluluk kalkan farzlardır: Cenâze namazı gibi…
Farzı işlemeyenler, Cehennem azâbına uğrarlar; İnkâr edenler dînden çıkarlar.
Vâcib: Farz kadar açık ve kesin delîle dayalı olmamakla berâber, işlenmesi farz gibi gerekli; işlenmemesi yasak olan şeylerdir: Vitir ve Bayram namazları, Kurbân, Fıtır sadakası… gibi.
Vâcibi işlemeyenler, Cehennem azâbına uğrarlarsa da, inkâr edenler dînden çıkmış sayılmazlar.
 
(Mustafa Âsım Köksal (R. Aleyh), İslâm İlmihâli)