Hz. Sâmî (k.s.)’nin -tabiri caiz ise- kucağında doğmuş, onun terbiyesinde büyümüş, hayatını Hz. Sâmî (k.s.)’ye hizmete ve ondan istifadeye adamış, vasiyetleri üzere techiz, tekfin işlerini yerine getirmiş ve onun yolunu insanlara anlatmış ve hâlâ anlatan manevi evlâdı ve hakiki vekili olan Muhterem Ömer Muhammed Öztürk,  kendi doğumları ile ilgili olarak şu bilgileri vermektedirler:
“13 Ağustos 1946’da Adana’nın Seyhan kazası Tepebağ Mahallesi’nde doğdum. Seyhan kazası daha sonra kaldırıldı. Adana’nın merkez ilçesi oldu. Nüfus kâğıdımda bu şekilde kayıtlı idi. İkâmet adresimiz Tepebağ Mahallesi, Hacı Hamit Sokak, 10/67 idi.
Doğduğum sene için rahmetli peder şöyle derdi:
“Bu sene benim için büyük fütûhatlara sebep oldu. Senin doğduğun sene Üstâdımıza bağlandık. Ona evlâd olduk. O sene hacca gittim, işin içine rüşvet girdiği için müteahhitliği bırakmak istiyordum, o sene müteahhitliği bıraktım, demir ticaretine başladım, “Ya Rabbi kadının girmeyeceği ve alışveriş etmeyeceği bir iş nasîb eyle” diye duâ ederdim. Demir ticaretinde hiç kadın yoktu ve uzun süre bu işi yaptık.”

YÜZLERİNDE HİCÂBLA DOĞMALARI

Muhterem valideleri Hacı Hatun Anne anlatır:
“Evlâdım Ömer, yüzünde hicab olduğu hâlde dünyaya geldi. Doğumu yaptıran ebe: ‘Senelerdir doğum yaptırırım, böyle bir şeye şahid olmadım.’ diyerek hayrete düşer.”
Doğduklarında yüzlerinde bulunan şeffaf hicab daha sonra teberrük için bir komşularına verilmiş ancak geri gelmemiştir.
İsimlerinin konulmasını şöyle anlatırlar:
“Elhamdülillâh ismimizi Hz. Sâmî (k.s.) koyuyor, “Ömer olsun çocuğumuzun adı” buyuruyor.  38 sene de Cenâbı Hakk nasîb etti beraber bulunduk. Son nefesinde de beraberdik. Kendileri tedavi için İstanbul’da bulunduğum zamanlar muhtereme zevcelerine şöyle buyurmuşlardır:
”Ömer Öztürk’ün yanımda olmasını çok isterdim. Son nefesimde Allâh (c.c.)’dan dilerim. İnşallâh benim yanımda, başucumda bulunur!”
(WWW.RAMAZANOGLUMAHMUDSAMİKS.COM)