EBÛ HANİFE (R.A.)
Dînin esâsını, Resûlulllah (s.a.v.)’in sünnetini ve seçkin sahâbelerin yolunu korumak için yaratılan, dîn önderlerinin en başta geleni İlâhi sırlara vâkıf olan velilerin en önde giden lideri İmâm-ı Âzam Ebû Hanîfe en-Nu‘mân (r.a.)’dir.
Ebû Hanîfe (r.a.)’in sünneti koruma, dînin hükümlerini yerleştirmede benzersiz olduğuna delâlet eden kesin açıklamalardan biri de tarîkat pîrlerinin büyüklerinden ve hakîkat tahtına oturanlardan Sehl b. Abdullah-ı Tüsterî (k.s.)’un şu kerâmetli sözüdür: “Hazret-i Mûsâ ve Hazret-i Îsâ (a.s.)’ın ümmetleri içerisinde (dini hükümleri güvenilir ve sistematik bir şekilde aktaran) Ebû Hanîfe (r.a.) gibi birisi bulunsaydı, onlar (Hz. Îsâ’dan sonra) ne yahûdî ne hıristiyân olurlardı.”
Ebû Hanîfe (r.a.), dîn ilimlerinin diriltilmesinde ve sünnetin etkinliğinin sürekli kılınmasında diğer dîn imâmlarının hepsinden daha etkili olmuştur.
Çünkü ondan önce daha fazîletli ve bilgili kişiler varsa da daha önce de belirtildiği gibi o dönemde bid‘atler, nefse hoş gelen şeyler ve genel olayların çokça vukûu insanlar arasında bu derece yayılmamıştı. Bu sebeble fıkıh ve diğer dini ilimlerin düzenlenip kitaplara kaydedilmesine gerek görülmemişti. Bu anlatılanlardan, İmâm-ı A‘zam (r.a.)’in İslâmî sınırları koruma gibi önemli bir konunun üzerinde titizlik gösterip gayret ettiği ve böylece istediğine ulaşan üstün nitelikli kişiler arasında yaptığı çalışmaların doğru ve olgun neticelerini ortaya koymayı başardığı ve bu tür kişiler arasında çok müstesnâ bir yere sâhib olduğu kesin olarak anlaşılmaktadır.
Çünkü o yaşanan ve yaşanması muhtemel olaylarla ilgili fıkhî mes’eleleri çözüp, bugünkü düzenli şekle sokarak insanlara sunmuştur
 (Yusuf el- Heytemi, İmâm-ı Azam Ebû Hanife, Giriş Kısmı)