Mevlîd-i Şerîfin okunmanın caiz olduğu ve mükâfatı hakkında
bir çok delil vardır. Ehl-i sünnet uleması geniş olarak
bu husûsta müstakil eserler dâhi yazmışlardır. Mevlîd,
onların dediği gibi bid’at değildir. Hatta Resûlullâh (s.a.v.)
Efendimiz’i ilk öven Kur’an-ı Kerîm’de Allâhü Te‘âlâ’dır.
Bir çok âyeti kerîmede Allâhü Te‘âlâ, Resûlullâh (s.a.v.)
Efendimiz’i övmüştür. Dolayısıyla Allâhü Te‘âlâ’nın övdügünü
övmek bütün müslümanlar üzerine Allâhü Te‘âlâ’nın bir
emridir.
Ahzab sûresi 56. âyette:
“Allâh ve Melekleri Resûlullâh’a salâvat getirirler! Ey
Mü’minler! Siz de ona salât’ü selâm getirin.”
Bu âyeti kerîmede geçen “salâvat” kelimesinin sözlük
anlamı: “Şanını yüceltmek” dİr.
Ashâb-ı Kirâm (r.a.e.), bizzat Resûlullâh (s.a.v.)’in
huzûrunda iken, onu överek, meth eden kasîdeler söylemişlerdir.
Peygamberimiz (s.a.v.)’in irtihâlinden sonra da, gerek
Hûlefâ-i Raşîdin gerekse Tabiin döneminde mevlîd okunduğuna
dair çok sayıda rivâyetler vardır.
Ehl-i sünnet âlimi, Dr. Muhammed bin Abduh Yemâni,
yazmış olduğu Çocuklara Resûlullâh Sevgisini Öğretmeliyiz
adlı eserinde ve diğer yazmış olduğu eser ve makalelerinde,
çocuklara ve Müslümanlara: “Resûlullâh (s.a.v.)’in sevgisini
öğretmenin ilk yolu Mevlîd-i Şerîf okumaktır.” diyerek
Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz’i öven âyet ve hadîs-i şerîfleri
yazarak, Mevlid-i Şerîfin okunması gerektiğine dair ispatlarını
yazmış ve şu kasîdeyi inşad etmiştir:
Nasıl yükselir peygamberler senin mertebene,
Ey göklerin ulaşamadığı sema,
Yaklaşamadılar bile senin yüceliğine,
Zira parıltın ve nurun engel oldu onlara,
Suyun aksettirdiği gibi yıldızları,
Ancak sıfatlarını yansıttılar insanlara.
(Necidde Doğan Fitne, 128-158.s.)