Yüce İslâm dininin itikadi esaslarından biri de meleklerin varlığına îman etmektir. Allâhü Te‘âlâ’ya îman ettiği halde, meleklerin varlığına inanmayan kimse kafirdir. Melekler, Allâhü Te‘âlâ’nın verdiği ölçü içerisinde, gözle göremedi- ğimiz nurani varlıklardır. Peygamberliğe, vahye ve itikad edilmesi gerekli dini esaslara îman etmek, ancak meleklere îman etmekle mümkündür. Bunun için müslümanın amen- tüsünde Allah’a (c.c.) îmândan sonra, meleklere îman gelir.
Yeryüzünde oldukça değişik canlılar yaşamaktadırlar. Bunların hepsini görecek bir yaradılışa sahip olmayabiliriz. Çünkü beş duyu organımız her şeyi görmeye elverişli de- ğildir.
Meleklerin niçin yaratıldığının varlığının sırrı ise yalnız Allâhü Te‘âlâ’ya mahsustur. Yüce Allah evreni yaratmış, bu arada adını yüceltmeleri, tanıtmaları için insanları ve cin- leri yaratmıştır, insanlar ve cinler yaratıcıya kulluk etmek- le sorumludurlar. Bunlara ek olarak melekleri de yaratan yüce Allah (c.c.) bu aleme büyük ilahi düzen ve kanunlarını hakim kılmak için insanlara, cinlere ve meleklere birtakım görevler vermiştir. İnsanoğlu, cinler ve meleklerin varlığı- na inanmakla sonsuz gücün varlığını ve kudretini daha iyi idrak eder. Böylelikle bu yüksek gizli kuvvetler karşısında daima göz hapsi altında tutulduğunu bilerek yaratıcısına karşı saygılı ve uyanık olur.
Melekler; Allah’u Teâlâ’nın kullarıdırlar. Onlar Allah’ın ibâdetine dalarlar. Yoksa kâfirlerin iddiası gibi Allah’ın oğul- ları değillerdir. Melekler erkeklik ve dişilik ile vasıflanmazlar Melekler; yemek içmek ve bunların gerektirdikleriyle vasıf- lanmazlar. Melekler ne büyük günah, ne de küçük günah ile vasıflanmazlar.
Kur’an-ı Kerîm’de şöyle buyurmaktadır:

“Allah’ın onlara
olan emirlerine asi olmazlar. Emrolundukları şeyleri de
yaparlar.”

(Muhammed Mevlana Ebû Said Hadimi, Berika, 2.c., 24-25.s., Mehmet Çağlayan, Ehli Sünnet Akaidi, 114.s.)