«Hakîkaten Allah, ağacın altında sana bey’at ederlerken o mü’minlerden razı oldu. Allah o mü’minlerin gönüllerindeki teessür ve heyeca­nı bildi de üzerlerine o sekineti indirdi. Onları sulha yöneltti ve kendilerine (Hayber’in, Mek­ke’nin) fethini yakın zamanda mükâfat olarak verdi. Birçok ganimetlerde de va’d buyurdu. On­ları da gelecekte alacaksınız. Şimdilik Allah size şu Hayber’i peşin verdi ve nâsın taarruzlarını sizden men’etti, tâki mü’minler için müstakbel fethin tahakkukuna bir alamet olsun ve sizi doğ­ru bir yola hidâyet buyursun. Bu peşin zafer ve ganimetten başka daha va’d buyurdu ki, onu henüz elinize geçirmeğe muktedir değilsiniz. Allan onu muhakkak surette ihâta buyurdu (ki Hevâzin ve Fâris’de göreceksiniz), Allah her şeye kadirdir.»
(Fetih, 18, 19, 20, 21)