Medya karşısında edilgen olmak yerine mümin hassasiyetini daima devrede tutmamız gerekiyor.
Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyurulur: “Ey iman edenler! Eğer bir fasık (açıkça günah işleyen) size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz.” (Hucurat, 6) “Hakkında kesin bilgi sahibi olmadığın şeyin peşine düşme. Çünkü kulak, göz ve kalp, bunların hepsi ondan sorumludur.” (İsra, 36)
Medyada daha çok haber ve bilgi üretebilmek adına yapay gündemlerin oluşturulmasına, masa başında uydurulan sansasyonel haberlerin gerçek malumatmış gibi halka sunulmasına yol açmıştır.
Öte yandan medya, dünyadaki tüm iktidarlar ve güç sahipleri için önemli bir araçtır.. Bugün medya, her türlü bilgiyi manipüle etme yani değiştirme, dönüştürme noktasında eline su dökülemeyecek kadar ileridedir. Mesela Amerika’nın, işgal ettiği ülkelere aslında adalet ve özgürlük götürmek için girdiğini iletişim araçları vasıtasıyla kamuoyuna propaganda yapması buna bir örnektir.
Aslında bugün medyatik bilginin güvenilirliğinden ve bizim bu mecradan bilgi edinirken nelere dikkat etmemiz gerektiğinden çok, “müslüman olarak bu haber ve bilgilerden ne kadarı bizi gerçekten ilgilendiriyor?” sorusunu da oturup ciddi ciddi sorgulamamız gerekiyor.Hakikat şu ki medya üzerinden oluşturulan yapay gündemler artık insanların gerçek gündemlerini işgal edecek boyuta gelmiş durumda.Pekâlâ bir insanın, özellikle de bir müslümanın, kendisine ve çevresine karşı yerine getirmesi gereken sorumlulukları varken bu tür gündemlerin takibine vakit ayırmasının kime ne faydası var? Zamanımız bu kadar değersiz değil. Ayrıca bilgileniyorum bahanesiyle vaktini heba eden mümin bu denli kirlenmiş bir mecradan neyin bilgisini edinmektedir? Tamam, bilgi çağı… Bilmek son derece önemli. Fakat maruz kaldığımız bilgi bombardımanını bir de mümin bilinciyle değerlendirip, ne kazandık ne kaybettik, oturup düşünmenin vaktidir.(http://semerkanddergisi.com/medyatik-bilgi-ve-musluman-duyarliligi/)