Peygamberimiz  (s.a.v.)’e  Mukavkıs  tarafından  hediye  olarak
gönderilen cariyelerden Mâriye (r.anhâ) Validemiz Peygamberimiz
(s.a.v.)  ile  konuştuktan  sonra;  O  (s.a.v.)’in  sohbetlerine,  güzel
konuşmalarına, tevâzularına, hayran kalıp hemen Müslüman oldu.
Peygamberimiz (s.a.v.) ise O’nun bu davranışından ve îmân ederek
Müslüman oluşundan çok memnun oldu. Mâriye (r.anhâ) Validemizi
kendisine nikahlayarak diğer hanımları arasına kattı.
Peygamber  (s.a.v.)  Efendimiz’in  evlenmelerinin  hepsini  Hz.
Âişe  (r.anhâ)  Validemizi  Allâhü  Te’âlâ’nın  emri  ile  nikahladıktan
sonra  yaptı.  Bunlar  Dînf,  siyasî  veya  merhamet  ve  ihsan  ederek
yap ılan   evlenmelerdir.     Nitekim    câriye    olan   Mâriye     (r.anhâ)
Validemiz    ile  olan    evlenmeleri    de    böyledir.   Hadfs-i    Şerîf’te
buyu-ruldu  ki:  “Bütün   zevcelerimle   evliliklerim   ve   kızlarımı
evlendirmem, hepsi Cebrail (a.s.)’m Allâhü Te’âlâ’dan getirdiği
izinle olmuştur.” Mâriye (r.anhâ) Validemiz de herkesin arzu ettiği,
fakat  nasîb  olmadığı  dereceye,  îmân  etmesiyle  yükselmiş,  bütün
Müslümanların annesi olarak herkesin saygısını  kazanmışt ı. Buna
O saygıyı ve şerefi kazandıran Peygamberimiz (s.a.v.)’i görür gör-
mez Allâhü Te’âlâ’ya îmân edip Müslüman olmasıdır.
Peygamberimiz        (s.a.v.)’in   Mâriye     (r.anhâ)    Validemizden
ibrâhîm adında bir oğlu dünyâya geldi. Bu sebeble de Peygambe-
rimiz (s.a.v.)’in hanımları  içinde Hz. Hatîce (r.anhâ) Validemizden
sonra çocuğu olan ikinci hanımı olma şerefine de kavuşmuş oldu
Peygamberimiz (s.a.v.)’in oğlu ibrâhîm, Medîne dışında bulu-
nan Avali isminde bir köyde, süt anneye verildi. Peygamber (s.a.v.)
Efendimiz sık sık bu köye oğlunun ziyaretine giderler O’nu şefkat
ve merhametle severlerdi. Yine bir gün aynı köye; Oğlu ibrâhîm
(r.a.)’i ziyarete gittiler. Oğlunun ruhunu teslim etmek üzere oldu
ğunu görür görmez O’nu, hemen bağrına bastı. Saçlarını okşama
ya başladı. Birkaç dakîka sonra ibrâhîm (r.a.) vefat edince: “Yâ
İbrahim! ölümüne çok üzüldük. Gözlerimiz ağlıyor, kalbimiz
sızlıyor. Fakat Rabbimizi gücendirecek herhangi bir söz,
söylemeyiz” buyurdular. Peygamberimiz (s.a.v.) aynı gün oğlu
ibrâhîm’in cenaze namazını kendi kıldırdılar. Bakî kabristanlığına
defnedildi. Kabrinin üzerini hafifçe açarak su döktüler. Baş taraf ı
na ise büyükçe bir taş koydular. Bu durum hâlâ Peygamberimiz
(s.a.v.)’in Sünneti olarak Müslümanlar arasında bugün de devam
etmektedir.
(islâm Âlimleri Ansiklopedisi,  1.C.)