Peygamber (s.a.v. ) Efendimiz bir keresinde Ashâb-ı Kiram (r.a.e.)’e buyurdular ki: “Ümmetim yetmiş üç fırkaya ayrılır. Bunlardan yetmiş ikisi cehenneme gidip, yalnız bir fırkası kurtulur.”

Ashâb-ı Kirâm (r.a.e.), bu bir fırkanın kimler olduğunu sorunca: “Cehennemden kurtulan fırka, benim ve ashâbımın gittiği yolda gidenlerdir.” buyurdu.

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz daha pek çok hadis-i şeriflerinde ümmetinin tarihte Yahudi ve Hıristiyanlarda olduğu gibi çeşitli yanlış fırkalara, gruplara ayrılacaklarını ve helâk olacaklarını haber vermiştir. Bu grupların inkar ve küfür yoluna sapmayarak, imanlı şekilde ölenlerin, yanlış itikat ve amelleri sebebiyle edindikleri günâhlar kadar azap göreceklerini sonra cennete gidecekleri daha pek çok meşhur hadis-i şerifl ile bildirilmiştir.

Cehennemden kurtulan fırka ise yine Peygamber (s.a.v.) Efendimiz tarafından açıklanmıştır. Bunlar Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in sünnetine ve onun cemâati olan Ashâb-ı Kiram’ın bildirdiği şekilde inanç ve itikad üzere gidenlerdir. Yani ehl-i sünnet ve’l cemâat itikadında, inancında olan kimselerdir.

Yine Peygamber (s.a.v.) Efendimiz buyurdular ki: “İnsanların en hayırlısı benim ashâbımdır. Bunlardan sonra hayrlısı, bunlardan sonra gelenlerdir. Onlardan sonra hayırlıları da onlardan sonra gelenlerdir. Daha sonra gelenler arasında yalan söyleyenler bulunacakdır.”

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz, Ashâb-ı Kiram, Tabi’in, Tebe-i tabi’in diye bildirdiği bu ilk devrin müslümanlarına “selef-i salihin” denilmiştir. Selef-i salihin Peygamberimiz (s.a.v.)’in vefâtından sonra pek çok meselede icma’da yani iman ve amel hususunda söz birliğinde bulunmuştur.

İslâm tarihi boyunca Peygamber (s.a.v.) Efendimiz’in haber verdiği üzere sünnetini doğrudan veya dolaylı şekilde inkâr ederek, Ashâb-ı kiram arasında yine kendi aklınca fark gözeterek Ehl-i Sünnet’ten ayrılan pek çok fırkalar olmuştur. Bu fırkalara bid’at fırkası, mensuplarına da bid’at ehli denilmiştir.

(Hakk Dînin Bâtıl Yorumlarına Cevâplar, s.13-14)