Abdullah b. Mübarek (r.a.) şöyle der: İki güzel huy vardır ki, kimde bulunursa o kimse kurtulmuştur: Doğruluk ve Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ashabını sevmek.
Eyyub es- Sahtiyâni (r.a.) şöyle der: Kim, Hz. Ebû Bekri severse, o kimse dini ikame etmiştir. Kim ki, Hz. Ömer’i severse, o kimse, İslâm dinini açıklamıştır. Kim ki, Hz. Ali’yi severse en sağlam bir kulpa tutunmuştur. Kim ki, Peygamber (s.a.v.)’in ashabını en güzel şekilde överse, o kimse münafıklıktan uzaklaşmıştır.
Ashabdan birini kim sevmezse, o kimse bid’at ehlindendir. Peygamberin sünnetine muhalefet etmiş, selef-i salihinin yolundan ayrılmıştır. Bütün ashabı sevinceye ve kalbi (kinden) salim oluncaya kadar, amelinin kabul olunmamasından korkulur.
Halid b. Said (r.a.)’den rivâyetle Resûlullah (s.a.v) şöyle buyuruyor: Ey insanlar! Ben Ebû Bekir’den razıyım. Bunu ona bildirin. Ey insanlar! Ben, Ömer, Ali, Osman, Talha, Zübeyr, Sa’d, Said, Abdurrahman b. Avf’dan razıyım. Bunu onlara bildirin. Ey insanlar! Allah Bedir ehlini, Hudeybiye ehlini yarlıgadı. (suçunu bağışladı) Ey insanlar! Ashabım, (bilhassa) kayınpederlerim ve damadlarım hakkında bana riâyet ediniz. Hiçbiriniz onlardan hak talep etmesin. Çünkü o haklar öyle haklardır ki, yarın kıyamet günü bağışlanmazlar. (Taberani)
Bir adam, Muafa b. İmran ‘a, Ömer b. Abdülaziz ‘in yanında Muaviye nerede kalır (diyerek, Ömer b. Abdülaziz’i üstün görünce), ona öfkelenerek şöyle der: Peygamber (s.a.v.) ‘in ashabına hiçbir kimse kıyas edilemez.Hz. Muaviye, Peygamber (s.a.v.)’in ashabından, ailesinin (zevcelerinden Ümmü Habibe’nin kardeşi) akrabasıdır. Genel kâtibi, bilhassa vahiy kâtibidir.
Bir adamın cenazesi, Resûlullah’a (s.a.v.) getirildi. Resûlullah (s.a.v.) onun cenaze namazını kılmadı. (Niçin kılmadığı, kendisine sorulunca): ‘Osman’a buğzediyordu. Allah da ona buğzetti, buyurdu. (Tirmizi)
(Kadi İyâd, Şifa-i Şerif, s.440-441)