Bir kısım insanlar: “Biz tevhid akidesi için mücâdele veriyoruz! Bizim için Allâh’ın kitabı Kur’ân yeterli delildir, Sünnete ihtiyacımız yoktur. Meâllerle hüküm verebiliriz…” diyerek, kendileri gibi müctehid olmayan, yetersiz ve bu sanatta bilgisiz kişiler tarafından terceme edilmiş kitâblara dayanarak, Allâh’ın kitabından hüküm çıkarmak cür’etinde bulunurlar.
Evvelâ bunlar, Resûlullâh (s.a.v.) Efendimize ve sünnetine ya inanmıyorlar, itimad etmiyorlar, fakat kendileri gibi meal yazarlarına  inanıyor ve güveniyorlar veya Resûlullâh  (s.a.v.) Efendimizi  hâşâ  tamâmen  kenara  itiyorlar.  Halbuki  peygambersiz bir din ve Resûlullâh (s.a.v.)’siz bir İslâm dîni düşünülemez. Yalnız Kur’ân’la amel edenler, herhalde Kur’ân-ı Kerîm’in bu âyetlerini de görmüşlerdir:
“Ey Resûlüm! Sana Kur’ân-ı indirdik ki kendilerine indirileni insanlara açıklayasın.” Muraği bu âyetin tefsîrinde özetle şöyle diyor:
“İnsanlara, va‘z ve nasîhat olarak sana Kur’ân-ı nâzil ettik. Tâ ki onlara hükümleri, şerî‘atleri, peygamberlerine isyân eden kavimlerin cezâ olarak helâk olmalarına sebeb olan çeşitli azâbları bildiresin ve onlara çözülmesi zor hükümlerden anlayış kabiliyetleri bir olmaması sebebiyle Kur’ân’ın mücmelini, anlamı gizli ve bilinmez teşri hikmetinin sırrını açıklayasın.” Kezâ  Kur’ân-ı  Kerîm’de  Cenâb-ı  Hakk  şöyle  buyuruyor:
“Ey Resûlüm! Bu kitâbı sana ancak insanların ihtilâf ettikleri “din” işlerini açıklamak için ve îmân eden kimselere bir hidâyet ve bir rahmet olsun diye indirdik.”
Yukarıda meâllerini verdiğimiz ve benzeri bir çok âyet açık olarak gösteriyor ki, yüce dînin nâşiri Resûlullâh (s.a.v.) Efendimizdir. Onun mübârek hadîsleri de Kur’ân’ı Kerîm’in en doru tefsir ve açıklamasıdır.
Bu merhum ümmet Resûlullâh (s.a.v.) efendimize minnettardır. Eğer Resûlullâh (s.a.v.) Efendimiz İslâm Şerî‘atini ve onun temeli olan Kur’ân’ı  Kerîm’i açıklamamış olsaydı, mukaddes  kitâbımız  mücmel  olarak  kalacaktı  ve  emrolunan bir çok dînî vecîbelerin mâhiyet ve keyfiyetleri bilinmeyecekti.
(Mehmet Çağlayan, Ehl-i Sünnet ve Akâidi, 13-14.s.)