Kur’an’da zikri geçen Ashâb-ı Kehf Kıssası birçok bilimsel mucizeye işaret etmektedir. Bu bilimsel mucizelerden bir tanesi şöyledir:

“Bunun üzerine mağarada yıllar yılı onların kulaklarına vurduk (derin bir uyku verdik).” (Kehf s. 11) Bu ayet-i kerime’de çok ilginç bilimsel bir gerçeğe işaret edilmektedir. Şöyle ki âyette geçen “vurduk” ifadesinin Arapçası “darabe” fiilidir. Arapçada bu fiil, mecâzî olarak “onları uyuttuk.” anlamını taşımaktadır. Ancak “darabe” fiili kulakla beraber kullanıldığında yani “kulağa vurmak” denildiğinde, “kulağın duymasının engellenmesi” anlamı taşımaktadır.

Bu izahtan sonra âyet-i kerimeye bir daha dikkat edelim: Allâhü Te’âlâ, Ashâb-ı Kehf hakkında, “Biz onları uyuttuk.” diyebilirdi ancak böyle buyurmayıp, “Biz onların kulaklarına vurduk.” buyurmuştur. İşte “uyuttuk” ifadesi yerine “kulaklarına vurduk” tâbirinin tercihi çok ilginç bir bilimsel gerçeğe işaret etmek içindir.

Bilim adamlarının keşiflerine göre, insan uyurken aktif olan tek duyu organı kulaktır. Uyanmak için saatin alarmına ihtiyaç duymamızın sebebi de budur. Diğer duyu organları uyku esnasında aktif değildir. Dolayısıyla Allâhü Te’âlâ’nın Ashâb-ı Kehf ile ilgili olarak kullandığı “kulaklarına vurduk.” ifadesinin hikmeti, söz konusu gençlerin işitme duyularının kapatıldığına ve bu yüzden uzun yıllar uyanmadan uykuda kaldıklarına işarettir. Demek, “kulaklarına vurduk“ tâbirinin özellikle vurgulanmasıyla kulakların uykuda aktif olduğu bilimsel gerçeğine dikkat çekilmek istenmiştir.

Gördüğümüz gibi, Kur’an’ın her kelimesi hikmet doludur. Bazen bir kelimesiyle büyük bir hakikate kapı açar. Ve her kelimesiyle, Allâh (c.c.)’ın kelâmı olduğunu ispat eder. Netice olarak: Her bir haberi ilgili fennin araştırmasıyla tasdik edilebilecek bu kitap, Allâh (c.c.)’un ezelî kelâmıdır.

(mevlanatakvimi.com)