Ubeyde Müleyk (r.a.)’dan, Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Ey Kur’ân ehli, Kur’ân’ı yastık edinmeyiniz ve onu gece gündüz hakkıyla okuyunuz. O’nu yayınız ve onu güzel sesle okuyunuz. Manâlarını düşününüz. Tâ ki felâha eresiniz. Kur’ân-ı Kerîm’in mükafatını dünyada istemeyiniz. Ahirette onun büyük mükâfatı vardır.” (Beyhâki)

“Onu hakkıyla okuyunuz” sözü, Kur’ân’ı çokça ve adâblarına riayet ederek okuyunuz demektir.

“Kur’ân-ı Kerîm’e yaslanmayınız.” Kur’ân-ı Kerîm’e yaslanmanın iki manâsı vardır. Birincisi; “Kur’an-ı Kerim’e yaslanmayın, çünkü bu edebe aykırıdır” demektir. İbn-i Hacer (r.a.) Kur’ân-ı Kerîm’e yaslanmak, ona doğru ayak uzatmak, ona arka dönmek, onu ayak altına koymak vs.’nin haram olduğunu yazmıştır. İkinci manâ ondan gâfil olmaya işârettir. Sadece bereket olsun diye Kur’ân-ı Kerîm’i devamlı “Yastık üzerine koymak” demektir. Bazı mezarlıklarda kabrin baş ucuna râhle üzerinde Kur’ân-ı Kerîm konulduğu görülmektedir. Bu Kur’ân-ı Kerîm’in hakkını zâyi etmektir. Onun hakkı onu okumaktır.

“Onu yayınız” sözü, “vaazla, yazıyla, teşvikle, yaşantınızla nasıl ve ne kadar yapabilirseniz onu yayınız” demektir.

“O’nun manasını düşününüz” sözüne gelince İhyâ’da Tevrat’tan şöyle bir rivâyet vardır: Allâhü Teâlâ buyuruyor ki; “Ey kulum bazı dostların yanına oturup konuştuklarında sen tamamen onlara yöneliyorsun, kulak veriyorsun, iyice düşünüyorsun. O esnada başka birisi seninle konuşmaya başlarsa onu işâretle durduruyor ve men ediyorsun. Kelâmım vasıtasıyla seninle konuştuğum zaman hiç kulak vermiyorsun. Acaba ben senin yanında dostlarından daha mı önemsizim?”

“Ve onun mükafatını dünyada istemeyiniz” ifadesi Kur’ân-ı Kerîm’i okumaktan dolayı hiçbir ücret almayınız demektir. “Ümmetimin altın ve gümüşü gözünde büyüttüğü zaman İslâm’ın heybeti kalplerinden çıkacak ve iyiliği emredip kötülükten nehyetmeyi terk ettikleri zaman vahyin bereketinden, yani Kur’ân-ı Kerîm’i anlamaktan mahrum kalacaklardır.”

(Zekeriya Kandehlevi, Fezaili Amal)

Bir Yorum Bırak