Mushaflarda yazılanların hakîkî mânada Kur’ân (Al­lah kelâmı) olduğunu bilmek gerekir. Okuduğumuz, ezberlediğimiz ve kâğıtlara yazdığımız âyetler, Kur’ân’ın tâ kendisidir.
Kur’ân’ın Allah (c.c.) tarafından indirildiğini inkâr eden kâfirdir. Dünyada Kur’ân yoktur, müshaflarda ve defterlerde yazılanlar Kur’ân değildir diyene şöyle söy­le:
— Peki nerede kaldı Allah Teâlâ (c.c)’nın:
“Furkânı (Kur’ân’ı) âlemlerin (ilâhi azab ile) bir kor­kutucusu olsun diye, kuluna indiren (Allah’ın şânı) ne yücedir.” (El-Furkân. 1)
“Kur’ân’ı biz indirdik, biz. Onun koruyucuları da şübhesiz ki biziz.” (El-Hicr 9),
“Biz Kur’ân’ı sana zahmet çekesin diye indirmedik” (Tâhâ: 2)
“Eğer biz bu Kur’ân’ı bir dağ başına indirseydik muhakkak ki onu Allah korkusundan baş eğmiş, par­ça parça olmuş görürdün.” (El-Haşr: 21)
“O (Kur’ân) muhakkak ve muhakkak âlemlerin Rabbinden (cânibinden) indirilmedir.” (Eş-Şuarâ: 192)… mealindeki âyetleri…
Mushaflarda yazılanların Kur’ân olmadığını ileri sü­ren, âyetlerin hepsini inkâr etmiştir. Çünkü kitab ismi ancak içinde bir şeyler yazılı bulunana verilir. Allah Teâlâ(c.c.) da:
“Bu, o kitapdır ki kendisinde (Allah katından gön­derilmiş olduğunda) hiç şüphe yoktur.” (El-Bakara: 2) buyurarak Kurân’ın bir kitap olduğunu beyan etmiştir. Yine Cenâb-ı Hak(c.c.) Kur’ân okumayı emrederek.
“…Artık Kur’ân’dan kolay geleni (ne ise onu) oku­yun.” (El-Müzemmil 20) buyurmuştur. Allah Celle ve Âlâ Kur’ân dinlemeyi de ferman buyurmuştur:
“Kur’ân okunduğu zaman derhal onu dinleyin, su­sun. Ta ki (Allah’ın rahmetiyle) esirgenmiş olasınız.”
(Sevad’ül A’zam Sh: 46)