Ezberdeki Kur’ân-ı unutmak, büyük günahlardandır. Bunun delili Resûlullâh (s.a.v.)’in şu hadîsleridir: “Ümmetimin günâhları bana gösterildi de Kur’ân’ın bir sûresini veya bir âyetini ezberleyip sonra unutan kimsenin günahından daha büyüğünü görmedim. (Ebû Davûd)
“Kur’ân okuyup sonra unutan kimse, kıyâmet gününde Allâh’ın huzûruna çolak olarak gelir.” (Ebû Davûd)
Başka bir hadîste Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kur’ân‘la ahitleşiniz, (Devamlı olarak onu okuyunuz.) Allâh (c.c.’)a yemin ederim ki ezberdeki Kur’ân’ı unutmak, bağlı devenin kaçmasından daha şiddetlidir. (Buhârî)
KUR’ÂN OKUMA ÂDÂBI
En faziletli zikir olmasından dolayı Kur’ân okumak için abdest almak müstehaptır. Dokunmak için ise farzdır.
Cünüp ve hayızlı olanın Kur’ân okuması haram olmakla beraber Kur’ân’a bakmaları, kıraati kalpten geçirmeleri caizdir. Ağzı pis olanın Kur’ân okuması mekruhtur. Ancak pis elle Kur’ân’a dokunmak haram olduğu gibi pis ağızla okumak da haramdır diyenler olmuştur.
Kur’ân’ın temiz bir yerde okunması sünnettir. Yerlerin en faziletlisi ise mescitlerdir. Kur’ân okurken, huzûr ve vakar ile huşu içinde, başı öne eğerek ve kıbleye dönerek oturmak müstehaptır. Temizlik ve hürmet maksadıyla misvak kullanmak da sünnettir.
Kıraatten önce istiaze de sünnettir. Nitekim Allâhü Te‘âlâ ”Kur’ân okuyacağın zaman kovulmuş şeytândan Allâh (c.c.)’a sığın.” (Nahl s. 98) buyurur. Kur’ân okuyan birisi, bir toplulukla karşılaşınca onlara selâm verir. Selâm sonrası kaldığı yerden kıraatine devam edebilir. Ancak tekrar eûzu-besmele çekmesi en makbul olanıdır.
Kıraat imâmlarınca tercih edilen görüş; Eüzü’nün cehren (aşikare) okunmasıdır. Bir grup toplu olarak eüzü-besmele çekse, birinin euzü çekmesi diğerine kafi gelmez.
Kur’ân tilavetinde tertil sünnettir. Allâhü Te‘âalâ: “Kur’ân-ı tertil üzere ağır ağır oku.” (Müzemmil s. 4)
(İmâm-ı Suyûti, el-İtkan Muhtasarı, s.39-40)