Bilmiş ol ki; Hz. Muhammed’in ümmeti, Allah ve Resûlünü sevmenin farz olduğunda ittifak etmişlerdir. Vücudu olmayan bir şey nasıl farz olur? Sevgiye bağlı olup onun meyvesi olan tâat, sevgi ve muhabbet ile nasıl tefsir edilir? Bunun için önce sevginin, sonra da itâatın bulunması gerekmektedir.
Muhabbeti isbât eden âyetler:
“Allah onları, onlarda Allah’ı severler.” (Mâide: 54)
“İmân edenlerin Allah’a sevgisi ise sağlamdır.” (Bakara: 165)
Bu âyet-i celileler muhabbeti ve muhabbetin farklı olduğunu isbat eden delillerdir. Bir çok hadislerde Resûl-i Ekrem, muhabbeti, imânın şartı olarak bildirmiştir. Ebû Rezin-i Ukaylî, Resûl-i Ekrem’e imandan sorduğunda:
“Allah ve Resûlü, senin için başka her şeyden daha sevimli olmaktır.” buyurmuştur. Diğer hadisde de şöyle buyurmuştur:
“Allah ve Resûlü, kişiye başkalarından daha sevimli olmadıkça, iman etmiş olmaz.” Başka bir hadisde de:
“Kul iman etmiş olmaz, tâki ben ona, ehlinden, malından ve bütün insanlardan (bir rivayette de) kendi nefsinden daha sevimli olmadıkça.” buyurmuştur.         (İmam Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-dîn, C: 4, Sh: 534-535)