Korku İle Ümit Arasında Bulunmak

Korku İle Ümit Arasında Bulunmak. Allâh (c.c.)’dan daima ümitli bulunup ondan da korkarak kulluk vazifesini ikâme etmeye, tamamlamaya çalışmalıyız.


Havf, Allâh (c.c.)’dan korkmak; reca ise ümitli bulunmaktır. Hz. Ömer (r.a.) buyuruyor ki: “Bilsem ki Cenâb-ı Hâkk bir kimseyi cehenneme atacak, ola ki o kimse ben olurum diye korkarım. Bilsem ki Cenâb-ı Hâkk bir kişiyi cennete alacak, ola ki o kişi ben olurum diye Allâh (c.c.)’dan ümitli olurum.” Mü’min şu ikisinin (havf ve reca) arasında olmalıdır. Her kim bu ikisinden biri veya ikisinden mutlak mânâda emin olursa imândan çıkmış olur. Yani kişi, cennetlik veya cehennemlik olma konusunda kesin konuşursa, daire-i İslâm’ın dışına çıkar.
Allâh (c.c.)’dan daima ümitli bulunup ondan da korkarak kulluk vazifesini ikâme etmeye, tamamlamaya çalışmalıyız. Ne zamana kadar? Son nefes gelinceye kadar.


Cenâb-ı Hâkk, şu dünyada en çok Müslümana değer vermiştir. Cenâb-ı Hâkk: “İzzet ve şeref Allâh’a Resûlü’ne ve mü’minlere aittir.” (Münafikun s. 8) ve “Allâh mü’minlerin görüp, gözetip, kollayanıdır, onların dostudur.” (Al-i İmran s. 68) buyurmuştur. İşte bu dostluğa binaen mü’min, Allâh (c.c.)’dan hakkıyla korku üzerine bulunmalıdır. Cenâb-ı Hâkk: “Allâh indinde en keriminiz, en sevimli olanınız, Allâh’tan en çok korkanınızdır.” (Hucurat s. 13) buyuruyor. Yani üstünlük korku ile olur…
Nebi (s.a.v) Efendimiz; “Bütün hikmetin başı Allâh (c.c.) korkusudur” buyurmaktadır. Bütün mahlûkat kendi şerefine yaratıldığı, kendisi hakkında: ”Böylece Allâh (c.c.) senin geçmiş ve gelecek günahını bağışlar…” (Fetih s. 2) buyrulduğu halde Nebî (s.a.v.): “İçinizde Allâh (c.c.)’dan en çok korkanınız benim.” buyuruyor.


Allâh (c.c.)’dan korkan insanlar, Allâh (c.c)’un bütün emir ve yasaklarına uymaya çalışır. Allâh (c.c.) sevgisini kazanamama veya kazandığı Allâh (c.c.) sevgisini kaybetme korkusuyla yaşarlar.


(Ömer Muhammed Öztürk, Sohbetler 4, s.140-142)