Efendimiz (s.a.v.)’in bizlere vasiyetlerinden biri de, kendi
emri altında erkek veya kadın köle bulunduran, özellikle pek
günahkâr olan idareci, hâkim ve vali gibi zengin varlıklı kişilere,
köleleri gönül rızası ile hürriyetlerine kavuşturmaları için
öğüt vermemiz hakkındadır.
Fakir kimselerin köle azad etme imkânları olmadığından
onlardan bu istenmemiştir. Fakat onları bunun sevabından
mahrum bırakmamak için, Hakk Te‘âlâ, bir fakire her gün için
bir köle azad etmişçesine sevab kazanacağı yollar da göstermiştir.
Nitekim, sahih bir hadîsde şöyle buyuruluyor: “Bir
kimse günde on defa: (Lâ ilâhe illallahu vahdehu lâ şerike
lehü lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümîtü
ve hüve alâ kûlü şey’in kadir) tehlîlini tekrarlamış olsa,
İsmail oğullarından bir köleyi hürriyete kavuşturmuş sayılır.
Bu duâyı yüz defa tekrarlamış olsa on köleyi azad
etmiş sayılır”.
Ve yine haber verildiğine göre: “Bir kimse bir defa
(Allâhümme innî asbahtü üşhidüke hamelete arşike ve
melâiketeke ve cemîa halkıke enneke ente’llâhü’l-lezî lâ
ilâhe illâ ente vahdeke lâ şerike leke, ve enne Muhammeden
abdüke ve Resûlüke) demiş olsa, Hakk Te‘âlâ o kimsenin
dörtte birini ateşten uzak tutmuş olur. Bu duâyı iki
defa tekrarlamış olsa, yarısını, üç defa tekrarlamış olsa,
dörtte üçünü, dört defa tekrarlamış olsa, o kimseyi bütünü
ile cehennem ateşinden korumuş olur”.
Şeyhayn ve bazıları merfûan şu hadîsi rivâyet ederler:
“Herhangi bir kimse, müslüman bir köleyi hürriyete . kavuşturmuş
olursa, Hakk Te‘âlâ, azad edilen kölenin her
uzvuna mukabil, o kimsenin uzuvlarından her birini ateşten
korur.”
Allâh’ın rızası üzerine olsun İmâm Hz. Hüseyin oğlu Ali
Zeyne’l-Âbidîn Hazretleri bu hadîsi duyunca, kölesi olan birine
koşar, sahibine on bin dirhem veya bin dinar vererek o
köleyi hürriyete kavuşturur.
(İmam-ı Şa’râni, Uhudü’l Kübrâ, 389.s.)