Hz. Fâtımâ (r.anhâ) bir gün Hz. Peygamber (s.a.v.)’e giderek işinin çokluğundan şikâyetle “Ey Allâh’ın Resûlü! Ellerim değirmen çevirmekten yara içerisinde kaldı. Her gün bir defa un öğütüyor ve bir def‘a da hamur yoğuruyorum” dedi. Bunun üzerine
Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurdular:
“Eğer Allâhü Te‘âlâ sana birşey vermek isterse o şey seni mutlaka bulacaktır. Fakat ben sana bundan daha hayırlısını haber vereceğim: Yatağına girdiğinde otuzüçer kere Sübhânallâh ve Elhamdülillâh, otuzdört kere de Allâhüekber demen senin için hizmetçiden daha hayırlıdır.
Sonra sabah ve akşam namazlarının arkasından şu kelimeleri on def‘a söyle:
“Lâ ilâhe illallâhu vahdehû la şerike leh. Lehü’l-mülkü ve lehü’l-hamdü yuhyî ve yümît, biyedihi’l-hayr ve hüve âlâ külli şey’in kadîr.
(Allâh’tan başka ilâh yoktur. O tektir. O’nun ortağı yoktur. Mülk yalnızca O’nundur. Hamd O’na mahsustur. O diriltir ve öldürür. Hayır O’nun elindedir ve O’nun herşeye gücü yeter.)
Bu kelimelerin her birisi için sana on hasene yazılır ve günâhlarından da on tanesi silinir. Bunların her birisi İsmâil’in zürriyetinden bir köle âzâd etmek gibidir. Şirk müstesnâ o gün işleyeceğin hiç bir günah bu kelimelerin sevâbına yetişip onu sildirmez.”
(M. Yusuf Kandehlevî, Hayâtü’s-Sahâbe, 4.c., 49.s.)
“Kur’ân okumak ve zikir îmânı kuvvetlendirir.”
(H.Şerîf, Deylemî)
“Kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle mutmaîn olur.
(Ra‘d s. 28)