Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’i sevenin, O’nun Ehl-i beytini ve Eshâbını, ya’nî arkadaşlarını da sevmesi lâzımdır. Hadîs-i şerîflerde buyuruldu ki: – Sırât köprüsünden ayakları kaymadan geçenler, Ehl-i beytimi ve Eshâbımı çok sevenlerdir. – Eshâbıma dil uzâtmakta, Allâhu teâlâdan korkunuz! Benden sonra onları kötü niyetlerinize hedef
tutmayınız! Nefsinize uyup, kin bağlamayınız! Onları sevenler, beni sevdikleri için severler. Onları sevmeyenler,
beni sevmedikleri için sevmezler. Onlara el ile, dil ile eziyet edenler, onları gücendirenler, Allâhu teâlâya eziyet etmiş olurlar ki, bunun da muâhezesi, ibret cezâsı gecikmez, verilir. – Allâhu teâlânın, meleklerin ve bütün insanların
la’neti, Eshâbıma kötü söz söyleyenin, üzerine olsun! Kıyâmette Allâhu teâlâ, böyle kimselerin farzlarını da,
nâfile ibâdetlerini de kabûl etmez! – Kıyâmette, insanların hepsinin kurtulma ümidi vardır. Eshâbıma sövenler bunlardan müstesnâdır. Onlara Kıyâmet halkı da la’net eder. Eshâb-ı kirâm, seçilmiş insanlardı. Üstünlükleri diğer ümmetlerden çok fazlaydı. Hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:- Allâhu teâlâ, beni bütün insanlar arasından ayırıp seçti. Bana eshâb ve akrabâ olarak en iyi insanları seçti. Bunlardan sonra, birçok kimse gelir ki, eshâbıma ve akrabâma dil uzâtırlar. Onlara yakışmıyan iftirâlar söyleyerek, kötülemeye uğraşırlar. Böyle kimselerle oturmayınız! Birlikte yiyip içmeyiniz! Bunlardan kız alıp vermeyiniz. Eshâb-ı kirâmın her birinin ismini hürmetle, saygı ile söylemelidir. Birinin adı söylenince “radıyallahü anh= Allah ondan râzı olsun” denir. İkisi için “radıyallahü anhümâ= Allâhu teâlâ o ikisinden râzı olsun” Birkaçı veya hepsi söylenince “rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecmaîn” veya kısaca “radıyallahü anhüm Allah onların hepsinden râzı olsun”denir. (Muhammed Yusuf Kandehlevi, Hayatu’s-Sahâbe)