Âyet-i kerîmede şöyle buyrulur: “Onlar (hâlâ ne bekliyorlar?) kendilerine ölüm (veyâ azâb) meleklerinin inmesini mi, veya Râbbinin, yâhûd Râbbinîn bazı âyetlerinin gelmesini mi bekliyorlar? Râbbinin bazı âyetleri geldiği gün, evvelce îmân etmemiş veyâ îmânında bir hayır kazanmamış kimseye, o günkü imânı aslâ fayda vermez. De ki (Yâ Muhammed!): “(İstediğiniz üç şeyden birinin gelmesini) bekleyin. Biz de, onu bekliyoruz.” (O vakit, kurtuluş bize, helâk sizedir).” (En’am s. 158)

Rivâyete göre; bazı âyetlerden murâd: Güneş’in batıdan doğmasıdır. Hz. Huzeyfe (r.a.) ile Berâ’ b. Âzib (r.a.)’den rivâyet edilen bir hadîs-i şerîfte şöyle denilmiştir: “Biz, Kıyâmet’i müzâkere ediyorduk. Yanımıza Resûlullâh (s.a.v.) geldi ve ne müzâkere ettiğimizi sordu. “Kıyâmet’i müzâkere ediyoruz” dedik.

Bunun üzerine şöyle buyurdular: “Önceden on alâmet görülmedikçe Kıyamet kopmaz. Bunlar; duman, dâbbet’ül-arz, üç yerin batması (ki biri Doğu’da, biri Batı’da, biri de Arap yarımadasında olacaktır), Deccâl’in çıkması, Güneş’in batıdan doğması, Ye’cûc Me’cûc’un çıkması, İsâ (a.s)’ın inmesi ve Aden’den bir ateşin çıkmasıdır.

Ebû Hüreyre (r.a.) diyor ki: “Kıyamet Gününde bütün mahlûklar, hayvanlar ve kuşlar dergâh-ı ilâde haşrolunacak, boynuzlu koyundan boynuzsuzun hakkı alınacak, sonra hepsine; “toprak olun!” denilecek. Kâfir bunu görünce: “Ne olaydı ben de toprak olaydım!” diyecektir.”

Peygamber (s.a.v.) Efendimiz bir hadîs-i şerîfte şöyle buyurmuştur: “Kıyâmet Gününde her hak, sâhibine verilecek, hattâ boynuzsuz koyunun hakkı boynuzludan alınacaktır.”(Ayıntabî Mehmed Efendi, Tibyân Tefsiri, c.2, s.19-68)

Bir Yorum Bırak