Kış Mevsimi Müminin Baharıdır

Kış Mevsimi Müminin Baharıdır. Kış mevsimi, mü’minin baharıdır. Gündüzü kısadır, orucu tutar. Gecesi uzundur, onda ibâdet yapar.

Allâhü Te’âlâ gece kalkıp, ibâdet edenleri Kur’ân-ı Kerîm’de, pek çok âyeti kerimede övüyor. Makam-ı Mahmûd’dan pay almanın teheccüd namazı ile olacağını bildiriyor. Bir hadîs-i şerîfte şöyle buyruluyor: “Siz seher yemeğiyle gündüz oruç tutmaya, kaylule ile (gün ortasında bir parça uyumakla) gece ibâdet etmeğe yardım ediniz. Çünkü uyuyanlar, kıyamette müflis olarak gelir. Bütün gece uyuyanın kulağına şeytan bevletmiştir.”
Ömer bin Beşir (r.a.) der ki, yatsı namâzından sonra Abdullah bin Mübârek (rh.a.)’in kapısına vardım ve “İze’s semâün fetarat” (İnfitar) sûresini okuyarak namâz kılar halde buldum. Hattâ: “Ey insan! Seni kerîm olan Rabbine karşı gururlandıran nedir?” âyet-i kerîmesine gelince, burada durup gece uzun zaman bu âyet-i kerîmeyi okudu. Sabah olunca ben döndüm. O ise hâlâ bu âyeti tekrar ediyordu. Sabah olduğunu görünce okumayı kesti. Sonra iki kere, “Yâ Rabbi beni mağrur eden senin hilmin ve benim câhilliğimdir.” dedi. Sonra ayrılıp yanından gittim.
Bir hadîs-i şerîfte: Kış mevsimi, mü’minin baharıdır. Gündüzü kısadır, orucu tutar. Gecesi uzundur, onda ibâdet yapar.” buyuruldu. İbn-i Mes’ûd (r.a.) der ki: “Kâri’ye (Kur’ân-ı Kerîm okuyan sâlihlere) uygun olan, geceleri insanlar uykuda iken, uyanık olmak ve ibâdet etmek, gündüzleri herkes yerken o oruç tutmak, insanlar gülerken o ağlamak, insanlar helâl ve haramı karıştırırlarken, o vera’ ve takvâda olmak, herkes tekebbürde iken o huşu ve hudû’da bulunmaktır. İnsanlar sevinçli iken o üzüntülü, insanlar ağzına geleni söyledikleri zaman onun sükût âleminde bulunmasıdır.


(Abdulkâdir-i Geylânî (k.s.), Gunyetü’t-Tâlibîn, 381.s.)