Zekâtın kime hangi şartlarda, hangi mallarda ve kimlere nasıl verileceği fakihler tarafından geniş bir şekilde anlatılmış konulardır. Bunların tafsilatına girmeden evvel bazı noktaları açığa kavuşturmak hem zekâtın hem de bu şartların daha iyi anlaşılır olmasına yardımcı olacaktır.
Zekâtın vacip olmasını gerekli kılan sebep kişinin şer’i ölçülere göre zengin bulunmasıdır. Bu sebebin dışında bir takım şartlar vardır. Bunlardan bazıları zekâtın, kişinin zimmetine vacip olmasının şartıdır. Yani bu şartlar bulunmayınca kişinin zekât ibadetiyle yükümlü tutulması söz konusu değildir. Bazıları ise zekâtın edasının vacip olmasının şartıdır. Yani bu şartlar bulunmayınca kişi, zekât ibâdetiyle yükümlü ise de zekâtını o an eda etmekle yükümlü değildir.
El-Kâsânî, Bedâyiu’s-Sanâi’ Fi Terti-bi’ş-Şerâi’ isimli eserinde şöyle der: Zekâtı farz kılan şartların bazısı mükellef ile ilgili bazısı mal ile ilgilidir. Bir kişiye zekâtın vacip olması için gerekli olan şartlar; beşi mükellef kişide aranan diğer beşi de zekâtı ödenecek malda aranan şartlar olarak toplam on şarttan oluşmaktadır. Bu on şart tahakkuk edince zekât vermek vacip olur.
Mükellef ile alakalı:
1. Müslüman olmak. 2. Zekâtın farz olduğunu bilmek. 3. Akıl ve Bulûğ. 4. Hürriyet.5. Malını, nisap miktarından aza düşürecek kadar borcu bulunmaması.
Mal ile alakalı:
1. Senenin Devri (Havelan-ı Havl) 2. Nemâ/artıcı nitelikte Olması. 3. Havâic-i Asliye/temel ihtiyaç dışında olması. 4. Tam Mülkiyet. 5. Ni-sap.
(Sualli-Cevaplı İslâm Fıkhı, c.3, s.210-211)