Allâhü Teâlâ’nın mahşer günü. Peygamber (s.a.v.) Efendimize bahşedeceği büyük havuzdur. Bazı müfessirlere göre kevser, çok çeşitli hayır ve ihsân demektir. Bazılarına göre ise, Kevser, Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz’e ait olan özel bir nehrin adıdır. Hadislerden anlaşılan odur ki kevser cennette bulunan bir nehrin adıdır. Mahşerin boğucu ve yakıcı havasında bunalan müminler, bu havuzun tatlı ve soğuk suyundan içerek serinleyeceklerdir.
Müslim (r.a.)’in rivayet ettiği bir Hadis-i Şerif’te, Enes  bin Malik (r.a.)’den rivayet edilmiştir. “Bir gün Resûlullah (s.a.v.) aramızda idi. Biraz uyku kestirdi, sonra uyandığında gülümseyerek başını kaldırdı, biz de “niye güldünüz ya Resûlullah?” dedik.
“Demin bana bir sure indirildi”, buyurdu. Arkasından da şunu okudu: “Rahman ve Rahim olan Allâh’ın adıyla: “Gerçekten biz sana kevseri verdik. O halde Rabbin için namaz kıl, kurban kes. Sana düşmanlık eden yok mu işte ebter odur.” Sonra “Kevser nedir bilir misiniz?” dedi. Biz: “Allâh (c.c) ve Resûlü (s.a.v.) bilir” cevabını verdik.
“O, Rabbim azze ve cellenin bana vaadettiği bir nehirdir. Onun üzerinde pek çok hayır vardır. O bir havuzdur. Kıyamet gününde ümmetim ona gelecektir, kapları yıldızların sayısıncadır. Derken içlerinden bir kul çıkarılıp atılacak. Bunun üzerine ben, “Ya Rabbi o benim ümmetimdendir” diyeceğim. Allâhü Teâlâ, “Ümmetinin senden sonra ne bidatler icat ettiğini sen bilmezsin diyecek.”
Enes (r.a.) diyor ki: Kevser hakkında Resûlullah (s.a.v.) Efendimiz’den sorulduğunda buyurdular ki: “O cennette bir nehirdir. Aziz ve Celil olan Allâh (c.c) onu cennette bana vermiştir. Sütten beyaz, baldan tatlıdır. Onda boynu deve boynuna benzer kuşlar vardır.” buyurdular, İmran, “Muhakkak bunlar çok güzeldir” deyince, Resûlullah (s.a.v.): “Onları yiyen onlardan daha güzeldir” buyurdular.
(Mehmed Çağlayan, Ehl-i Sünnet ve Âkâidi, s.269)