«Lâilâhe illallâh Muhammedürrasûlullah» kavli şerifi kelime-i tevhiddir.
Lisânen ikrar, kalben tasdik ile İslâm’ı te­sis eden iki cümle-i şerifedir. (Lâilâhe illâllah) İslâm’ın etmemi, (Muhammedürrasûlullah) mü­temmimidir.
Lâilâhe illallah, ikrar-ı vahdettir. Muhamme­dürrasûlullah tasdîk-i risâlettir.
«Eşhedü enlâilâhe illâllah ve eşhedü enne Muhammeden abduhü ve rasûlühu» kavli şerifi kelime-i şehâdettir.
İnanılması lâzım gelen meselelerin temeli, hepsi kelime-i tevhid sözünde toplanmıştır. Bu iki cümle İslâm’ın itikad esaslarım tamamen ih­tiva edecek kadar geniştir.
«Lâilâhe İllâllah» = Allah’tan başka hiç bir ilâh yoktur cümlesi bir Allah (c.c.)’ın varlığını ve O’ndan başka ibâdet olunacak bir ilâh olma­dığını haber veriyor. Allah (c.c.) demek, varlığı zâtının muktezası olup, başka hiç bir şeye ih­tiyacı olmayan ve her şey kendisine muhtaç olan bir Vâcibü’l-vücûd demektir. Bizatihi mevcûd olan bir şeyin kadîm, baki, ezeli olması, hiç bir şeye benzememesi, yani zâtında, sıfatında, ef’âlinde şerîki ve benzeri olmaması lâzımdır. «Lâilâhe İllallah» demek, bizatihi mevcûd olan, hiç bir şeye benzemeyen ve ihtiyacı olmayan ebedî ve ezelî bir Allah (c.c.)’ın varlığını tasdik et­mektir. Her şey Allah (c.c.)’a muhtaçtır. Allah (c.c.)’dan başka her şey sonradan ve O’nun yaratmasıyla vücûda gelmiştir. Her şeyi yok iken yaratmasıyla vücûda gelmiştir.
Her şeyi yok iken yaratıp meydana getiren Vâcibü’l-vücûdun ilim, hayat, irâde, kudret, tek­vin, kelâm, semi’ ve basar sıfatlarıyla muttasıf olması vâcilbdir. «Lâilâhe İllâllah» Allah (c.c;) hakkında isbâten ve nefyen îmân ve i’tikadı lâ­zım olan şeylerin hepsini câmi’dir. Manasını dü­şünerek «Lâilâhe İllâllah» diyen bir adam, bütün bunlara iman etmiş olur.
“Muhammedün – Resûlullah = Muhammed (s.a.v.) Allah’ın Resulüdür.” cümlesi: Bunda bü­tün Peygamberlere, Meleklere, Semavî kitaplara, Ahiret Gününe, ve Ahiret ahvâline îmân dahil­dir. Muhammed (s.a.v.)’in Allah (c.c.)’ın Resu­lü olduğunu tasdik etmek, bunların hepsine ina­nıp îmân etmektir. Çünkü Hz. Muhammed (s.a.v.) bunları tasdik eden bir şeriat ile gelmiştir.
Hz. Muhammed (s.a.v.)’in Peygamber oldu­ğunu tasdik, söylediklerinin hepsini tasdiki gerektirir. Allah’a, Peygamberlere, Meleklere ve diğer esaslara îmân etmeyi gerektirir. Hz. Mu­hammed (s.a.v.)’in Peygamberliğini candan ka­bul eden bir adam, O’nun haber verdiği her şeye îmân etmiş demektir.
Kelime-i Tevhid cümlesi inanılması lâzım olan esasların hepsini şâmildir. Bundan dolayıdır ki Peygamberimiz (s.a.v.): «Lâilâhe İllâl­lah… diyen Cennet’e girdi, Cennet’e girmeyi haketti.» buyurmuştur. Kelime-i Tevhid’i (şehadetd) söylemek, kalbde olan îmân ve İslam’a alâmet kılınmıştır. Bunu dili ile söyleyen fertler îmân ile hükmolunmuştur.
(İslâm İlmihali)