Kelime-i Şehadet Bir Tercihtir
Kelime-i Şehadet Bir Tercihtir başlıklı yazımızı istifadenize sunuyoruz.
Bir kişinin Kelîme-i Şehâdeti getirip, “Eşhedü enlâ ilahe illallâh ve eşhedü enne Mu-hammeden abdühu ve rasûluh” demesi bir tercihtir. Kişi bir tercihi, onun sebep ve sonuçlarını düşünerek yapar. Kelîme-i Şehâdet’i getiren kişi nefsini cehennem azâbından muhafaza etmek, ahirette mutluluğa erenlerden olmak için Cenâb-ı Hâkk’ın Habîbi (s.a.v.) vasıtası ile getirdiklerinin hepsini olduğu gibi kabul ettiğini ve imkânı nispetinde bunlara uyacağını taahhüt eder. Cenâb-ı Hâkk: “Size çekemeyeceğinizi vermeyiz…” (Bakara s. 286) buyuruyor.
Bizler Müslüman olarak: “Ya Rabbi bize çekemeyeceğimiz yükü yükleme!” diye duâ ediyoruz. Hâkk Teâlâ Hazretleri de insanoğlunun zaaflarını bildiği için onları kolay geçitten geçiriyor. Bu Kelîme-i Tayyibe-i Münîre’yi söyleyen kişi, onu ihlâsla, inançla, tercih ve tasdik ile söylüyorsa ve bu yol üzere devam ettiği müddetçe Allâh (c.c.)’nun izniyle: “…Âkıbet müttakînindir.” (Kasas s. 83) müjdesine nâil olur ve sonucu hayrolur.
Hâkk Teâlâ Hazretleri, ilk yazdırdığı cümle olan Kelîme-i Şehâdet’in içinde geçen Resûlullah (s.a.v.)’e ümmet olabilmeyi bizlere nasip müyesser eyledi. Kelîme-i Şahâdet’in içinde İslâm’ın bütün emirleri vardır. Bu sözü söyleyerek Allâh (c.c.)’nun var ve bir olduğu, Nebiyy-i Ekrem (s.a.v.)’in O (c.c.)’un kulu ve Resûlü olduğu, Allâh Resûlü (s.a.v.) tarafından getirilmiş olan bütün emir ve yasakların kabul edildiği, herkesin kudreti nisbetinde onlara uyacağı sözü verilmiş olur.
İslâm’a dair her şey bu cümlenin içinde olduğu için mîzanda ondan daha ağır bir şey olmayacaktır. Kelîme-i Şehâdet’i söyledikten sonra yapılması gereken ise namâzı dosdoğru kılmaktır. Allâh (c.c.): “Namâzı huşû, huzur içerisinde kılanlar mutlaka felâha dâhil oldular” (Mü’minûn s. 1-2) buyurmaktadır.
(Ömer Muhammed Öztürk, Sohbetler-1, s.11-12)