— Pamuk ve kâğıt gibi yenmesi mutad ol­mayan bir şeyi yutmak.

— Ayva gibi olmadan evvel yenmiyen şe­yi ham ve çiğ olarak ve tuzlamıyarak yemek.

— Henüz içi olmayan taze cevizi yutmak.

— Kuru ceviz veya fındık ve fıstık ve ba­demi katı kabuğuyla yutmak.

10           ( Taş, demir, bakır, altın, gümüş veyahut toprak yutmak.

— Arkasından ilâç akıtmak.

— Burnuna ilâç çekmek.

— Boğazına huni ile bir şey akıtmak.

— Kulağın içine yağ veya su damlatmak.

— Ağzına aldığı boyalı ibrişim gibi bir şe­yin boyasıyla rengi bozulmuş tükrüğünü yutmak.

— Karnında veya başında olan bir yaraya akıtılan ilâç mideye veyahut dimağa vasıl olması.

— Boğazına yağmur veyahut kar, kaçıp onu kendi isteği ile yutmamış olmak.

— Ağzına almış olduğu veya burnuna çek­miş olduğu su hata olarak boğazına veya genzine gitmiş olmak.

— Zorla oruç bozmak.

— Dişleri arasında nohut tanesi kadar ka­lan şeyi yemek.

— Uyurken birisi tarafından boğazına su dökülmek.

22           — Unutarak yedikten sonra orucu bozuldu zannıyla bilerek yemek, içmek.

(Devamı yarın)

(Dünden devam)

Bir Yorum Bırak