Yolculuk veya hastal ık özrü ile Ramazân orucunu
tut-mamış olan kimse, bunları kaza etmeye elverişli bir
vakit bulamadan önce ölse, üzerine kaza gerekmediği gibi,
fidye vermesi de lâzım gelmez. Bunun tamâmını veya bir
kısmını kaza edebilecek bir zaman bulmuş olduğu hâlde,
bunları kaza etmeden ölürse, kazaya kalan her gün için
malının üçte birinden ödenmek üzere bir fidye ödenmesini
vasiyet etmesi gerekir. Bir özrü olmaksızın kasden
Ramazân orucunu tutmayan kimse üzerine de, öldüğü
zaman malının üçte birinden fidye verilmesini vasiyet
etmelidir ki bu vâcibdir. Kaza edecek zaman bulamasa da
hüküm aynıdır.
(Ömer Nasûhî Bilmen (r.h.), Büyük islâm ilmihâli, 294-295.S.)
“Sizden her kim hasta yâhûd yolcu olursa (tutamadığı
günler kadar) diğer günlerde kaza eder. Oruç tutmaya
güçleri yetmeyenlere bir fakî r doyumu kadar fidye
gerekir.” (Bakara s. 184)Âyeti bu konu hakkındadır.
Bir kaza orucuna imsak vaktinden sonra niyet edilecek
olsa, bununla kaza sahîh olamayacağından, nafile oruç
tutulmuş olur. Bozulan herhangi bir nafile orucun kazas ı
gerekir, oruçlunun kendi isteği ile olsun, ister olmasın aynı-
dır. Bunun için nafile oruç tutmaya başlayan bir kadın, âdet
görecek olsa, bu orucu kaza etmesi gerekir.
Hz. Âişe (r.anhâ) anlatır: Hafsâ (r.anhâ) ile birlikte nafile
orucu tutuyorduk. Bize bir yemek getirildi ve orucu bozduk.
Bunun üzerine Resûlullâh (s.a.v.), “Bunun yerine başka
bir gün oruç tutun” buyurdular. (ibn mbban, sahih, vııı, 284)
Muâze anlatır: Hz. Âişe (r.anhâ)’ya şöyle bir soru
sor-dum: Âdet hâlindeki kadın neden orucunu kaza
ederken, namazını kaza etmiyor? Bana dedi ki: Biz
Resûlullâh (s.a.v.) ile birlikte iken bu tip şeyler başımıza
geliyordu ve bize orucu kaza etmemiz emredilirken namazı
kaza etmemiz emredilmiyordu.
Not: ilmihal serisinin bir sonraki yazısı 26-27 Eylül’dedir.
(Eşref AİT et-TehânevT, Hadislerle Hanefî Fıkhı, 7.c, 62-84.S.)