Cenâb-ı Allah buyuruyor ki: «Eğer (bilfarz) kaba, katı yürekli olsaydın onlar etrafından her halde dağılıp gitmişlerdi bile. Artık onları bağışla (Allah’tan da) günahlarının bağışlanmasını iste.» (Al-i Imrân s.159)
Kabalık ve katı kalbliliğin karşıtı, yumuşaklık, şefkatlilik ve ince kalpliliktir. İnce kalplilik, başkasına dokunan ezâ ve cefâdan dolayı üzülmek, merhamet ve şefkata gelmektir.
Adamın biri Eb’ud-Derdâ (r.a.)’e: «Bana bir öğütte bulun,» dedi. O da: “Yetime acı, onu kendine yaklaştır, yediğinden yedir. Çünkü ben kalbinin katılığından şikâyete gelen bir adama Peygamberimiz (s.a.v.)’in şöyle buyurduğunu bizzât işittim: «Kalbinin yumuşamasını istersen yetimi yanına yaklaştır, başını okşa, yediğinden yedir. Muhakkak bu hareket gönlünü yumuşatır. Hem de ihtiyaçlarının üstesinden gelirsin.»”
Buhârî ve Müslim’in Ebû Hüreyre (r.a.)’den naklettikleri rivâyette Peygamber (s.a.v.) buyurdular ki: «Merhamet etmeyene merhamet olunmaz.»
Büyüklerden birisi şöyle hikâye eder: «Önceleri Allah’a isyânkârdım, şarap içerdim. Günün birinde kimsesiz yetim bir çocuğa rastladım, elinden tuttum, yedirdim, giydirdim, hamama götürdüm, başını tıraş ettirdim. Bir babanın evlâdına gösterdiği şefkatten daha fazlasını gösterdim. Epeyce bir zaman sonra rüyamda kıyâmetin koptuğunu, sorguya çağırıldığımı, yaptığım isyânlardan ötürü cehenneme sevkimin çıktığını gördüm. Ateşe atmak üzere zebaniler beni sürüklediler, hor ve perişan bir vaziyette beni önlerine katmışlar cehenneme doğru itiyorlardı. Derken kendisine iyilik ettiğim yetim çocuk hemen beni kenara çekti ve: «Ey Rabbimin melekleri bırakın onu. Ben onun için Rabbime şefaat dileğinde bulundum. O bana iyilik etmiş, ikramda bulunmuştu. Melekler: Hayır bırakamayız, bize böyle bir emir gelmedi, dediler. Bu esnada bir ses «Serbest bırakın onu! Yetime karşı olan şefkat ve iyiliği yüzüsuyu hürmetine onu bağışladım» diyordu. Uyandım, Allah’a tevbe ettim ve bütün gücümü öksüz ve kimsesizlere iyilik yapmaya adadım.»

(İmâm Birgivî, Tarîkat-ı Muhammediyye Tercemesi, s.259), (İmâm Zehebi, İslâm Şeriatında Büyük Günahlar, s.44)
6 Ramazan 1438, Mevlâna Takvimi