Sahîh-i Buhârî’de, Ebû Hüreyre’nin (r.a.) bildirdiği hadîs-i
şerîf de Nebî (s.a.v.) buyurdu: “Kadir gecesini, inanarak ve
sevâbını bekliyerek ihya edenin geçmiş bütün günâhlarını
Allâhü Te‘âlâ mağfiret eder.”
Kadir gecesi selâmettir. Şeytan bu gece kötülük yaptıramaz.
Medarik’de diyor ki, o gece o kadar çok melek dolaşır ki,
erkek, kadın rastlayıp selâm vermedikleri bir mü’min kalmaz.
Selâm şerefinden ve bu Kadir gecesinin bereketinden mahrum
kalanlar kâfirlerdir.
Bir rivâyette şöyle buyrulmuştur: “Kadir gecesi, Ramazan-ı
şerîfin yirmiyedinci gecesidir.”
Ebî Kâ’b buyurdu ki, Kur’ân-ı Kerîm’i Muhammed (s.a.v.)’e
gönderen Allâhü Te‘âlâ’ya yemîn ederim ki, Kadir gecesi,
Ramazan-ı Şerîf’in yirmiyedinci gecesidir. Yemininde istisna
eylemedi. Nereden biliyorsun? dediler. Resûlullâh (s.a.v.)’in
haber verdiği alâmetlerden deyip: “O gecenin sabahı, güneş,
tas gibi görünür, parlamaz” buyurdu. Medârik’te de diyor ki,
Kadir gecesi, Ramazan-ı şerîfin yirmiyedinci gecesidir. Nitekim
Ebû Hanîfe Âsım’dan, Âsim Vezerr’den, Vezerr Ebî Kâ’b’dan
(r.a.) bildiriyor. Ebî Kâ’b yemîn ederek buyurdu ki. Kadir gecesi,
Ramazan-ı şerîfin yirmiyedinci gecesidir. Çoğunluk da bu
fikirdedir.
Nebî (s.a.v.) buyurdu ki: “Kadir gecesinde bir kere
İnnâenzelnâ sûresini okuyan, başka zamanda Kur’ân-ı
Kerîm’i hatm edenden daha sevgilidir. Kadir gecesinde bir
tesbîh, bir tehlîl, bir tahmîd söyleyen, benim yanımda, yediyüz
bin tesbih, tahmid ve tehlîlden kıymetlidir. Bu gece
çobanın koyunu sağma müddeti kadar namaz kılan, ibâdet
edeni, bir ay bütün geceleri sabaha kadar ibâdetle geçirenden
daha çok severim.”
Nebî (s.a.v.) bu gece şöyle duâ edilmesini tavsiye etmişlerdir:
“Allâhümme inneke afüvvün tühıbbül afve fa’füannî”
(Allâh’ım! Sen afvedersin; afvetmeyi seversin günahlarımı
affet!) diye duâ et.” Kadir gecesinin günü de, fazîlette gecesi
gibidir.
(Muhammed Rebhâmî, Riyâdün Nâsihîn, 211-213.s.)