Birinci kattaki melekler, Allâhü Te’âlâ’nın Hz. Muhammed s.a.v.)’in ümmetine ihsân ettiği mağfiret ve rıdvandan dolayı şükür için, yüksek sesle Allâhü Te’âlâ’ya tesbîh ve takdîs ederler. Sonra Sidre-i Müntehâ meleklerini ikinci kata kadar teşyi’ ederler, uğurlarlar. Sonra her gökte bulunan melekler, yedinci kat göğe kadar bu şekilde uğurlar. Sonra Cebrail (a.s.): “Ey göklerdeki melekler, hepiniz yerinize gidiniz” buyurur. Göklerdeki melekler, böylece yerlerine dönerler. Sidre-i Müntehâ melekleri Sidreye yükseldiklerinde, Sidrede bulunan diğer melekler onlara, “Nerede idiniz?” derler. Onlar da birinci kat gökteki meleklere verdikleri cevabı verdiklerinde, Sidre’deki melekler, Allâhü Te’âlâ’yı tesbîh edip, öyle yüksek sesle söylerler ki, seslerini Cennet-i Me’vâ, sonra Cennet-i Naîm, sonra Adn, sonra Firdevs işitir. Bundan sonra Arş-ı İlâhî de işittiğinde, Hz. Muhammed (s.a.v.)’in ümmetine, Allâhü Te’âlâ’nın ihsânından dolayı şükür olarak tesbîh, tehlîl ve senâ ile sesi duyulur. Allâhü Te’âlâ herşeyi en iyi şekilde bilirken, yine de Arş’a hitaben: “Ey Arş, niçin sesini yükselttin?” buyurduğunda Arş: “Geçen gece Hz. Muhammed (s.a.v.) ümmetinin sâlihlerini mağfiret buyurup, iyilerini, günahkârlarına şefaatçi kıldığını öğrendiğim için, sesimi yükselttim” der. Allâhü Te’âlâ, “Doğru söylüyorsun ey Arş’ım. Hz. Muhammed s.a.v.)’in ümmeti için benim katımda, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, kalblerin düşünmediği iyilikler vardır” buyurduğunu bildirdi.
(Abdulkâdir Geylânî (k.s.), Gunyetü’t-Tâlibîn, s.306-307)
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz buyurdu ki: “Kadir gecesinde bir kerre İnnâ enzelnâ (Kadir) sûresini okuyan, başka zamanda Kur’ân-ı Kerîmi hatmedenden daha sevgilidir. Kadir gecesinde bir tesbîh, bir tehlîl, bir tahmîd söyleyen, benim yanımda, yedi yüz bin tesbih, tahmid ve tehlîlden kıymetlidir. Bu gece çobanın koyunu sağma müddeti kadar namaz kılan, ibâdet edeni, bir ay bütün geceleri sabaha kadar ibâdetle geçirenden daha çok severim” (Muğnî)
(Muhammed Rebhâmi, Riyadü’n-Nâsihîn, s.213)