Ayrıca bu gece tesbih namazı kılınması fazîletlidir.
Nebî (s.a.v.) buyurdu ki: “Kadir gecesinde bir ker- re İnnâ enzelnâ sûresini okuyan, başka zamanda Kur’ân-ı kerîmi hatm edenden daha sevgilidir. Ka- dir gecesinde bir tesbîh, bir tehlîl, bir tahmîd söyle- yen, benim yanımda, yediyüz bin tesbih, tahmid ve tehlîlden kıymetlidir. Bu gece çobanın koyunu sağma müddeti kadar namaz kılanı, ibâdet edeni, bir ay bü- tün geceleri sabaha kadar ibâdetle geçirenden daha çok severim.”
Nebî (s.a.v.) bu gece şöyle duâ edilmesini tavsiye et- mişlerdir: “Allâhümme inneke afüvvün tuhıbbul afve fa’füannî” (Allâh’ım! Sen affedersin; afvetmeyi sever- sin günahlarımı affet!)
Resûlullâh (s.a.v.): “Ben size, Kadir gecesini ara-
mak isteyene, Ramazân-ı Şerîf’in son on gününde,
yirmiyedinci gecesine baş vurmanızı söylerim” bu-
yurdu.
(Hz. Seyyid Abdulkâdir-i Geylânî (k.s.), Gunye’tü-tâlibîn, 300-302.s.) TEVBE
Allâhü Te‘âlâ kullarının samimiyetle yapmış oldukları tevbeyi kabul buyurur ve büyük küçük bütün günahlarını af eder. Cenâb-ı Hakk, kullarının gizli ve aşikar her işini bilir. Bu sebeple mü’minler tevbe etmeli Allah’tan af dile- melidir. Günahtan tevbe etmek farzdır. Eğer tevbe etmek- te geç kalırsa bu geç kalışta bir günahtır. Çünkü Cenâb-ı Hakk, tevbeyi geciktirmeden hemen yapınız, diye emir buyurmuştur. (Tefsir-i Kâzi, Tefsir-i Kebir, Tefsir-i Ebû’s-Suûd)