Cemaatle namaz kılarken önce erkekler, sonra erkek çocuklar, en sonda da kadınlar saf tutarlar. Ön safta erkekler dururlar; zira Hz. Peygamber (s.a.v.)  şöyle buyurmuştur: “Baliğ olanlarınız arkamda dursunlar.” (Müslim, Ebu Davud, Nesei) Erkeklerden sonra çocukların saf tutmaları gerektiği Enes (r.a.)’ın rivayet ettiği Hadîs-i Şerîf’den anlaşılmaktadır.
İmâmın kadınlar için de niyet etmesi gerekir. İmâm kendisine tâbi olan kadınları için de niyet etmediği takdirde, kadın o namaza dâhil olamaz. Kadınlarla erkeklerin aynı namazı aynı hizada kılmaları, erkeklerin namazını bozar. Arada boşluk veya perde olursa bozmaz.
Kadınların cemaate gelmeleri mekrûhdur. Hz. Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Evleri kendileri için daha hayırlıdır.” Çünkü kadınların cemaate gelmeleri halinde fitneden korkulur. Bu hüküm genç kadınlar içindir. Yaşlı kadınlar sabah, akşam ve yatsı namazlarında evlerinden çıkıp cemaate gelebilirler. Zamanımızda ise fesad yaygın olduğu ve kötülükler alenen işlendiği için; kadınların evlerinden çıkmamaları tercihe şayandır, cemaate gelmeleri tavsiye edilmemiştir. (Bundan Harameyn müstesnâdır.)
Abdullah İbn Mes’ud’dan Resûlullah (s.a.v.)’in şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir: “Kadının Rabb’ine en yakın olduğu yer, evinin iç kısmıdır. Kadının, evinin avlusunda kıldığı namaz mescitte kıldığı namazdan daha faziletlidir. Evinde kıldığı namaz avluda kıldığı namazdan; evin iç kısmında kıldığı namaz evinin açık yerinde kıldığı namazdan daha faziletlidir.” (Ebu Davud, Salat, 53; Zebidi, Ithaf, 6/230)
Kadınların kendi aralarında cemaatle namaz kılmaları mekrûhdur. Çünkü onların cemaatle kılmalarında bir vâcib veya mendub mutlaka eksik kalır. Ezan okumaları, kamet getirmeleri, İmâmlarının önlerine geçmesi mekrûhdur.
(Mavsılî, El-İhtiyar Li-Ta’lîlî’l-Muhtar, c. 1, s. 119)