İmam Ahmed, şu hadîsi rivayet ederler: Peygamber Efendimize (s.a.v.), Ebu Humey es-Saidî (r.a.)’in hanımı «Ey Allâh’ın Resulü, seninle namaz kılmayı seviyorum» demesi üzerine, «Evet benimle namaz kılmayı sevdiğini biliyorum. Şu var ki, odanda kılacağın namaz hücrende kılacağın namazdan daha hayırlıdır. Kendi odanda kılacağın namaz da evinin herhangi bir yerinde kılacağın namazdan daha hayırlıdır. Evinde kılacağın namaz da kavminin namaz kıldığı mescidde kılmandan daha hayırlıdır. Kavminin mescidinde kıldığın namaz ise benim mescidimde kılacağın namazdan daha hayırlıdır» buyurmuşlardır.
Rivayete göre Efendimiz’in (s.a.v) bu öğüdü üzerine adı geçen kadın evinin en tenha ve karanlık bir köşesinde kendine bir mescid yaptırarak, Allâh’a (c.c.) kavuşuncaya, kadar evinden ayrılmadan namazını orada kılmıştır.
Başka bir hadîsde Efendimiz (s.a.v.), «Kadınların en hayırlı mescidleri evlerinin en iç köşesidir»*buyurmuşlardır.
Nebi (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: «Kadınlar avrettir. Kadının evinden çıkmasında bir sakınca yoktur; ancak onu şeytan karşılar ve ona: Seni kim görürse beğeniyor, der. Kadın elbisesini giyinmeye başlayınca ona, nereye gideceksin, diye sorulur. O da, bir hastayı yoklamaya veya bir cenazeyi teşyie veya bir mescidde namaz kılmaya gidiyorum, diye cevab verir. Halbuki kadın Rabbine evinde ibadet ettiği gibi hiçbir yerde ibadet edememiştir.» (Taberanî)
Hafız Münzirî bu hadîsi şöyle açıklar: «Peygamber Efendimiz’in (s.a.v.),«Kadın evden çıkınca onu şeytan karşılar» sözünden maksad, onun yolunu keser, gözlerini ona çevirir, onunla ilgilenir, onunla bir iş görmeyi tasarlar demektir. Çünkü kadın kendisine musallat olunması için sebep hazırlamıştır; o sebep ise evinden dışarı çıkmasıdır».
(İmam Şa’rani, Uhud’ul Kübra, s.96-97)