Efendimiz (s.a.v.)’in bizlere olan emir ve vasiyetlerinden biri de şudur: Kadınlara evlerinde oturmalarını, beş vakit namazlarını evlerinde kılmalarını emredip, evden dışarı çıkmaya heves etmemeleri ve yabancı vaizlerin vaazını dinlemeye ihtiyaç duymamaları için Allâh (c.c.) ve Resûlü (s.a.v.)’in kendileri hakkında emrettiklerini yaptıkları takdirde ne derece fazîlet kazanacaklarını onlara anlatmamızdır. Çünkü bizler, ailemizin her durumundan dünya ve âhirette ve her yerde sorumlu bir durumdayız.
Allâh (c.c.)’un râhmeti üzerine olsun, Ali el-Havas (r.âleyh)’in bu konuda şöyle dediğini duymuştum: “Şeriat, kadınlara evlerinde namaz kılmalarını emretmekle yabancı kadınlara bakmaktan çekinmeyen insanlara bu fırsatı vermeyip maslahâtlarını (fayda sağlanmasını) temin etmiştir. Bunlar, her daim kendilerinin Hâkk Teâlâ’nın huzurunda olduklarını, Allâh (c.c.)’un kendilerine baktığını bilselerdi, Allâh (c.c) kadınların da erkeklerle birlikte namaz kılmalarını emrederdi.” Bu sebeple kadınların namazlarını evde kılmaları daha hayırlıdır.
Nitekim Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuşlardır: “Kadınların en hayırlı mescidleri evlerinin en iç köşesidir” (Ahmed bin Hanbel) “Mescidleri kadınlarınıza yasaklamayınız, fakat evleri kendileri için daha hayırlıdır.” (Ebû Davûd) “Kadının Allâh (c.c)’ın yüzüne (rızasına) en yakın olduğu vakit, evinin en mahfazalı yerinde bulunduğu vakittir.” (İbn Hibban) Hâkk Teâlâ daha iyi bilir.(İmâm Şaranî, Büyük Ahidler, s.82-85)
BİR MECELLE KAİDESİ ÖĞRENELİM
Şekk ile yakîn zâil olmaz. (Mecelle k. 4) Kesin olarak bilinen birşey, sadece şüphe ve kuşku ile ortadan kalkmaz. Misâl: Abdest aldığını kesin olarak bilen bir kimse, abdesti bozup bozmadığından şüpheye düşse, şer’an abdestli sayılır, tekrar abdest alması gerekmez.(www.mevlanatakvimi.com)