Abdullah b. Mes’ud(r.a.) şöyle buyuruyor:
“Kıyamet gününde bütün insanlar dünyada az bir geçimle yetinmiş olmayı temenni edecektir. Nefsinde bir şüphe bulunmadığı sürece sizden herhangi birinize akşam ya da sabah içinde bulunduğu durum zarar veremez. Sizden birinizin bir ateş korunu ağzına alıp sönünceye kadar tutması, Allah’ın(c.c.) kendisi için hükmettiği birşeye “Keşke bu olmasaydı!” şeklinde itiraz etmesinden daha hayırlıdır.” (Ebû Nuaym, Hilye I/137.)
Hz. Ebû Hüreyre (r.a.) anlatıyor:
“Resûlullah (s.a.v.) buyurdular ki:”Kuvvetli mü’min, Allah (c.c.) nazarında zayıf mü’minden daha sevgili ve daha hayırlıdır. Aslında her ikisinde de bir hayır vardır. Sana faydalı olan şeye karşı gayret göster. Allah’tan (c.c.) yardım dile, acz  izhar etme. Bir musibet başına gelirse: “Eğer şöyle yapsaydım bu başıma gelmezdi!”  deme. “Allah (c.c.) takdir etmiştir. Onun(c.c.) dilediği olur!” de! Zira “eğer” kelimesi şeytan işine kapı açar. (Kütüb-ü Sitte Kader Bölümü 3. Fasıl)
Hz. Ömer(r.a.) şöyle buyurmuştur:
“İster hoşuma giden olsun isterse de gitmeyen; hangi hal üzere sabahlarsam sabahlayayım benim için farketmez. Çünkü ben hayrın hoşuma gidende mi yoksa gitmeyende mi olduğunu bilmiyorum.” (Kenz II/145)
Hz. Ali (r.a.) şöyle buyurmuştur:
“Allah’ın(c.c.) kaza ve kaderi kendisine razı olan ya da olmayan herkes üzerinde hükmünü icra eder. Ancak hükmüne razı olanlar sevap kazanırken razı olmayanların tüm amelleri boşa gider” (Kenz II/145)
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz buyurdular:
“Her ümmetin mecûsîleri vardır. Benim ümmetimin mecûsîleri de kader yok diyenlerdir. Onlardan kim ölürse cenâzesine gitmeyin, hastalanırsa ziyaret etmeyin. Onlar Deccal’ın taraftarıdırlar. Allâh ta‘âlâ onları Deccal’in zümresine ilhak etmeği va‘d etmiştir.” (Sünen-i Ebû Dâvud)
(Aliyyü’l-Kâri, Fıkh-ı Ekber Şerhi,  253-254.s