Hadis-i Şerif’te buyurulmuştur : “Ölü kabre girince sual melekleri gelirler. Ve ölünün burun deliğinden içeri girerek göğsüne kadar iner ve ölüyü diriltirler. O iki melek ölüye hışımla işe başlayıp onu sert ve eziyetli sözlerle azarlarlar. O sırada bu iki melek ölüye:
—Rabbin kimdir? Dinin nedir? Peygamberin kimdir? diye sorarlar. Allâh Te’âlâ’nın muvaffak ettiği sabit ve hak olan (kelime-i şahadet) sözünde sebat ettirdiği kimse:
—Sizlere beni kim delalet edip gösterdi? Sizleri yanıma kim gönderdi? der. (Sonra: Rabbim Allâh (c.c.), Peygamberim Muhammed (s.a.v.), dinim İslâmdır), diye cevap verir. Bu cevap üzerine Münker ile Nekir meleklerinden biri diğerine:
—Doğru söyledi (hüccetini getirdi) ve azabımızdan kurtuldu, der. Ona sağ tarafından cennete bir kapı açarlar. O bahtiyar mü’min dünya devam ettiği müddetçe kıyamet kopuncaya kadar (böyle) ferah ve sevinç içinde devam eder durur .
Fâcir (hak yolundan sapan) kimseye gelince, Münker ile Nekir melekleri:
—Rabbin kimdir? diye sorarlar. O da:
—Bilmiyorum, der. Bunun üzerine sual melekleri ona:
—Sen bilemedin, hatırlayamadın, derler. Sonra onlar bu fâcir kimseye ellerindeki o gürz ile öyle bir darbe indirirler ki fâcir kimse bu darbenin şiddetinden yerin derinliğine doğru gömülür. Sonra toprak onu silkeleyerek kabrine atar. Daha sonra bu melekler ona (böylece) yedi defa gürzle vururlar.”
İmam Gazali (r.a.) der ki:
Kabirdeki sual hususunda insanların halleri değişik olur. İnsanların kimi birtakım şeylerden sorulur. İnsanlardan kimi de var ki, (kötü) amelleri dünyada korkmakta olduğu şeyle kabrinde azaplandırılır. İnsanlardan kimi köpek yavrusundan korkar, kimi de arslandan korkar.
(İmam Şarani, Ölüm, Kıyamet, Ahiret, s.112-116)