Kabir Aleminde Yaşanacaklar
Kabir Aleminde Yaşanacaklar. Kabir alemi nedir? Kabir aleminde hayat nasıl olacak? Öldükten sonra mezarda neler yaşanacak? Kabir ziyaretinde neler yapılır? Ölüye hangi hayırlar yapılmalı? Ölüler işitir mi? Kabirde sorulacak sorular neler?
Taberânî El-Kebir’de sahih bir senet ile ve Beyhakî, Azah-ül Kabir kitabında, İbn-i Mes‘ûd (r.a.)’dan rivayet ettiklerine göre, şöyle demiştir: “Mü’min öldüğü zaman, kabrinde oturtulur. Ona: “Rabbin kimdir? Dinin nedir, Peygamberin kimdir?” diye sorulur. O, “Rabbim Allâh (c.c.)’dur. Dinim İslâm’dır. Peygamberim de Muhammed (s.a.v.)’dir” der. Kabri ona genişlenir. İçi ferah olur.”
İbn-i Mes‘ud (r.a.) bunu dedi, sonra şu âyeti okudu: “Allâh (c.c.) kuvvetli söz ile (kelime-i şehadetle) dünyada da ahirette de Ehl-i İmân’ın ayaklarını kaydırmaktan alıkoyar.” (İbrahim s. 27)
Kâfir ise, kabrine sokulduğu zaman, oturtulur. “Rabbin kimdir? Dinin nedir? Peygamberin kimdir?” sorulur. O bilmem, der. Kabri ona daralır. Azâb içinde kalır. Sonra İbn-i Mes‘ûd (r.a.) şu âyeti okudu:
“Kim ki, Benim zikrimden yüz çevirirse onun için dar bir geçim vardır. Ve onu kıyâmet gününde kör olarak haşr ederiz.” (Tâhâ s. 124)
Ebû Hüreyre (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: “Kişi, tanıdığı bir kabrin yanından geçtiğinde, ona selâm verirse, o da ona selâm verir. Ve onu tanır. Eğer tanımadığı bir kabrin yanından geçip selâm verirse, ölü selâmını iade eder, fakat onu tanımaz.”
İbn-i Ömer (r.a.)’dan rivâyet edildiğine göre Resûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Lâilâhe illallah diyenler ölümde, kabirde ve haşirde vahşet ve sıkıntı görmezler.”
Resûlullâh (s.a.v.): “Peygamberler, kabirlerinde diridirler ve namâz kılarlar.” diye buyurdu.
Peygamber (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Mirâca çıktığım gece Musâ (a.s.)’in yanından geçtim. O kabrinde namaza durmuştu.”
(İmâm Suyuti, Kabir Alemi)