Akıllı, tecrübeli kimselerle istişare etmeden, onlara danışmadan mühim bir işe girişmek doğru değildir. Zîra danışarak iş yapan zarar etmez, helak olmaz ve doğru yoldan ayrılmaz.
Allâhu Teâlâ, Resûlü’nün (s.a.v.) her zaman doğru yapacağına kefil olduğu ve her zaman yardım edeceğini vaadettiği halde Al-i İmran Sûresinin 159. âyetinde, (Umuma ait iş hakkında) “Onlarla istişare yap” buyurmuştur. Yani vahiy gelmeyen, harp gibi ictihad edilecek umuma ait işlerde ashab-ı kiram ile istişarede bulunması emredilmiştir.Efendimiz (s.a.v.) Bir iş için akıl, takva, hikmet ve tecrübe sahibi on kişiye danışırdı. Yâhud bu sıfatta olanlardan biriyle, on defa meşveret (istişare) ederdi.
Hasan-ı Basrî ve Süfyan-ı Sevrî Hazretleri (r.a.), bu âyetin tefsirinde şöyle buyuruyorlar: “Resûlullah Efendimizin ashabıyla istişareye muhtaç olmadığı halde, onlarla istişare etmekle emrolunması, istişarenin sünnet olması ve mü’minlerin bu sünnete uymaları içindir.”
Halife Ömer ibni Abdilaziz (r.a.), “Müşâvere/istişâre/danışma, rahmet ve bereketin anahtarıdır. Müşavere edilince, görüş doğru hedeften sapmaz ve tedbirde kusur edilmemiş olur” buyurdu.
Ancak her önüne gelenle istişare edilmemelidir. İstişare edilecek kimsede şu 5 vasıf bulunmalıdır:

  • İstişare edilecek kimse olgun ve akıl sahibi olmalıdır.

Peygamberimiz (s.a.v.), “Akıllı kimseden tavsiye/görüş isteyiniz ki doğru hareket edebilesiniz. Onun tavsiyesine uymamazlık yapmayınız. Sonra pişman olursunuz” buyuruyor.

  • İstişare edilecek kimse dindar ve takva sahibi olmalıdır.
  • Samimi, basiret ve şefkat sahibi olmalıdır.
  • Kendisine danışıldığı zamanda hüzün ve kederli olmamalıdır.
  • İstişare edilecek danışılacak mesele, kendisine danışılacak kimsenin menfaatiyle ilgili bir mesele olmamalıdır.

(Muhammed b. Ebûbekir, Şir’at-ül İslâm, s.411, 412 Allame Es-Seyh Alaüddin, Üç Boyutuyla İslâm, s.670)
28 Recep 1438, Mevlâna Takvimi