Sûfîlerin çoğuna göre Kuşluk ve İşrâk namazları iki ayrı namazdırlar. Dârimî Sünen’inde Duhâ Namazı için müstakil bir başlık kullandığı gibi, “Gündüzün Evvelinde Dört Rek’at Namaz” şeklinde ayrı bir başlık da atmıştır. Dârimî’nin bu yaptığı, O’nun işrak ve kuşluk namazlarını ayrı namazlar kabûl ettiğini göstermektedir.
İşrak namazının vakti sabah güneşin yükselip kerahat vaktinin çıkışından itibaren gündüzün dörtte birine kadardır.
Nebi (s.a.v.)’den şöyle rivayet edilmiştir: “Kim sabah namazını cemaatle kılar, sonra güneş doğuncaya kadar oturarak Allâh’ı zikreder, sonra iki rekât namaz (işrak namazı) kılarsa, ona makbul tam bir hac ve bir umre sevabı verilir.” Enes (r.a.) der ki:“Tam bir hac ve umre sevabı” buyurdu. Bu sözü üç defa tekrar etti.” (Tîrmizi)
Duha (kuşluk) namazının vakti de gündüzün dörtte birinden zevâle kadardır.
Tirmizî, Hazret-i Ali (k.v.)’den şöyle rivâyet etmiştir:
“Güneş burada (doğu tarafında), ufuktan bir mızrak boyu yüksekte olunca, Resûlullâh (s.a.v.) iki rekât namaz kılardı. Güneş şurada (doğu tarafında), öğle vaktinde (güneş zevâlden/tam tepe noktasında olmasından yaklaşık bir mızrak boyu aşağıda, yani doğu yanında bulununca) da dört rekât namaz kılardı.”[Aliyyü’l-Kârî, Cem’ü’l-Vesâil fî Şerhi’ş-Şemâil: 2/103] Bu hadîs iki rekât ve dört rekatın iki ayrı namaz olduğu husûsunda bir nass gibidir.
İslam büyükleri, vaktin kıymetini gereği gibi bilmişler, seher ve sabah vakti uyumayı terk etmişlerdir. Onlar bu vakitlerde Allâh’ı zikretmekle meşguldürler. (İlim tahsil etmek, ezber yapmak için de bu vakitler en ideal vakitlerdir.)
Ehl-i dünyadan da bu bereketli vaktin kıymetini bilenler, uykularını terk edip çalışmaktadırlar.
Da Vinci şifresinin yazarı Dan Brown her gece saat 04.00’te kalkarak kitaplarını yazmıştır.
(Gurabâ Mecmuası, Sayı 9)