Peygamberimiz (s.a.v.): «Size hayırlı olanlarınızı haber vereyim mi?» diye sordu
«Evet! Yâ Resûlallah (s.a.v.) ! Haber ver!» dediler.
Peygamberimiz (s.a.v.): «Sizin hayırlı olanlarınız, onlardır ki kendileri görüldükleri zaman, yüce Allah (c.c.) hatırlanır, anılır.» buyurdu.
«Amellerinizin en hayırlısını ve Rabb’ınız katında en temizini ve derecelerinizi en çok yükseltenini ve sizin için altın, gümüş vermenizden ve düşmanınızla sabahleyin karşılaşıp boyunlarını vurmanızdan ve onların da, sizin boyunlarınızı vurmasından daha hayırlı olanını haber vereyim mi?» diye sordu
«Evet! Yâ Resûlallah (s.a.v.) ! Haber ver!» dediler.
Peygamberimiz (s.a.v.): «Yüce Allah (c.c.)’ı zikretmektir!» buyurdu.
Peygamberimiz (s.a.v.)’in yanına iki Arabi (Çöl Arabı) gelip birisi: «Yâ Resülullah (s.a.v.)! İnsanların, hangisi, daha hayırlıdır?» diye sordu.
Peygamberimiz (s.a.v.): «Ömrü uzun, ameli güzel olandır!» buyurdu.
Ötekisi de: «Yâ Resülullah (sa.v.) ! İslâm Şerîatları, bana çok ve ağır gelmeye başladı. Bana, kolay bir şey emret, haber ver de, ona sarılayım.» dedi.
Peygamberimiz (s a.v.): «Dilin, yüce Allah (c.c.)’ın zikriyle ıslak bulunmakta devam etsin!» buyurdu. (M. A. Köksal, İ. Tarihi, C. 11, Sh. 357)