Allâhü Te’âlâ vardır, birdir. Ortağı ve benzeri yoktur. O bütün kemâl sıfatlarına sahiptir, eksik sıfatlardan münezzehtir. Dirilten O’dur, öldüren O’dur. O her şeye kadirdir, O’nun kudreti dışında hiçbir şey yoktur. İlmi, iradesi her şeyi kuşatmıştır, bilgisi ve iradesi dışında hiçbir şey yoktur. O’nun sıfatları da zatı gibi beşer aklının üstündedir, idraki mümkün değildir.

Keza Allâhü Te’âlâ’nın meleklerine de imân etmek lazımdır. Melekler nuranîdir. Her şekle girebilirler. Yemezler, içmezler, uyumazlar, yorulmazlar, erkek ve dişileri yoktur. Allâh (c.c)’un emirlerine isyân etmezler ve her buyruğunu kesinlikle yaparlar.

Allâhü Te’âlâ’nın kitaplarına da imân etmek lazımdır. Bunlardan dördü kitap ve yüz tanesi de suhûftur. Kitaplar, Allâhü Te’âlâ’nın ezelî kelâmıdır.

Allâhü Te’âlâ’nın peygamberlerine de inanmak lazımdır. İlk Peygamber Hz. Âdem (a.s.), son Peygamber de Hz. Peygamber (s.a.v) Efendimiz’dir. Bu iki peygamber arasında pek çok peygamber geçmiştir. Kesin sayılarını Allâhü Te’âlâ daha iyi bilir. Peygamberler (a.s.e.) insanların en iyileri ve en hayırlılarıdır. Peygamberlik mertebesine fazla ibâdet ve takvâ ile erişilemez. Allâh (c.c) kimi dilerse onu peygamber eder. Ne imâmlar ve ne de veliler hiçbir kimse masum olmadıkları gibi Peygamberlik makâm ve derecelerine de erişemezler.

Peygamberler (a.s.e.) Allâh (c.c)’dan aldıkları emirleri noksansız olarak insanlara tebliğ ederler. Peygamberlerden bazıları bazılarından daha üstündür. Hiçbir Peygamberin peygamberliğini inkâr etmeyiz ve hepsine de inanırız. Peygamberler masumdurlar bütün insanlardan da üstündürler. Onlar ümmetlerine şefaat edecekleri gibi gösterdikleri mucizeleri de hak ve doğrudur. Ahiret gününe ve kadere imân da imânın şartlarındandır.

(Mehmed Çağlayan, Ehl-i Sünnet ve Âkâidi, s.292-293)